Giriş
(5)

Şu kitabı bir buldurun be

bilinmez bilinmez
Arkadaşlar uzun seneler önce bir kitap okudum, adını da yazarını da hatırlamıyorum. Aklımda kaldığı kadarıyla yaşlı annesiyle yaşayan bi adam vardı. Bir gün şehrin içinde ormanlık bir alan buluyordu içine giriyordu. Güya orayı bir tek o mu ne görüyordu. Her gün gitmeye başlıyordu, böyle fantastik bi
Arkadaşlar uzun seneler önce bir kitap okudum, adını da yazarını da hatırlamıyorum.
Aklımda kaldığı kadarıyla yaşlı annesiyle yaşayan bi adam vardı. Bir gün şehrin içinde ormanlık bir alan buluyordu içine giriyordu. Güya orayı bir tek o mu ne görüyordu. Her gün gitmeye başlıyordu, böyle fantastik bir yerdi falan. Çok da kalmamış aklımda detay çoook yıllar oldu okuyalı.
Neydi bu ya var mıdır bilen.
0
bilinmez bilinmez
(11.06.15)
stephen king- şeffaf olabilir mi?
0
sta
(11.06.15)
@sta yok öyle uzaylı falan değil ya da korku.
0
🌸bilinmez bilinmez
(11.06.15)
Türk müydü yazarı? Ben de hayal meyal hatırladım böyle bir hikayeyi.
0
tahsin sutcuoglu
(11.06.15)
@tahsin sutcuoglu pardon yazmayı unutmusum tabii, yabancı bir romandı.
0
🌸bilinmez bilinmez
(11.06.15)
tımtım tırım tırım tımmm dan şarkı bulan romalılar bi kitabı bulamadık uhhu
0
🌸bilinmez bilinmez
(11.06.15)
(10)

Isıl işlemli sucuk

prompter
Geçenlerde 8 tl'ye kangal sucuk gördüm, "ne alaka bu fiyata?" diye alıp bakarken üzerinde "ısıl işlem görmüş" yazısı dikkatimi çekti. ne olduğunu bilmediğim için eve gelince sözlüğe baktım, sonra da o sucuğu almadığım için kendimi tebrik ettim. dün akşam yine aynı yerde bu sefer 30 tl'ye sucuk gördü
Geçenlerde 8 tl'ye kangal sucuk gördüm, "ne alaka bu fiyata?" diye alıp bakarken üzerinde "ısıl işlem görmüş" yazısı dikkatimi çekti. ne olduğunu bilmediğim için eve gelince sözlüğe baktım, sonra da o sucuğu almadığım için kendimi tebrik ettim. dün akşam yine aynı yerde bu sefer 30 tl'ye sucuk gördüm herhalde bu kalitelidir diye bakarken onda da "ısıl işlem görmüş" uyarısı vardı. şimdi kafam karışık duyuru milleti, bu amk ısıl işlemi nedir, hem 8 tl'ye hem 30 tl'ye böyle sucuk satılıyor? nerden alcaz bu güzide yiyeceği, ya kasaplar da ısıl işlem ile ucuza üretip "aga orjinal bu" yalanıyla kangalını 35'e satıyolarsa nasıl anlarız?

canım da çekti şimdi, iyi mi?
0
prompter
(20.02.15)
paran varsa bir kasaba söyleyeceksin sana sucuk yapacak. baya böyle elle doldurmalı, kurutmak için asmalı filan.
0
yazmamaya yemin eden adam
(20.02.15)
ucuzluğunun ısıl işlemle alakası yok. içindeki malzeme ile alakası var.

sucuk dediğin normalde bağırsağa doldurulup asılarak kurutulur. pınar, maret falan balkona asıp kurutamayacağı için o işi simüle eden fırın benzeri makineler kullanır. ısıl işlem denen o.

sözlükte "ısıl işlem görmüş sucuk benzeri ürün" başlığında yazan şey artık markalı ürünlerde yasak. yasak olmasa bile ucuz olmasına neden olan şey ısıl işlem olması değil, sucuk benzeri olması.
0
kibritsuyu
(20.02.15)
Ben buralarda fermente sucuk ısıl işlem görmüşten daha kalitelidir diye okumuştum. Marketteki kasap tam tersini söyledi. Hatta epey inatlaştık o iyidir bu iyidir diye. Anladığım kadarıyla ısıl işlem dediği her yerde aynı şekilde yapılıyor da önemli olan etin kalitesi tabiisi.
0
bilinmez bilinmez
(20.02.15)
Sucuklar hazırlandıktan sonra normalde nemi ve sıcaklığı ayarlanmış bir odada bekletilir ve bu yolla olgunlaşması sağlanır; ısıl işlemde ise sucuklar periyodik aralıklarla sıcaklığı yükseltilip düşürülen fırınlarda işleme maruz bırakılarak daha kısa sürede olgunlaşması sağlanır. Biri 10 günde yenilecek kıvama geliyorsa ısıl işlemde bu süre birkaç güne kadar düşüyor. Isıl işlem bu. Fiyat farkı ise sucukta kullanılan malzemeden kaynaklanıyor.
0
angelus
(20.02.15)
ben kendim yapıyorum sucuğu. hem bariz biçimde daha ucuz hem de gerçekten çok lezzetli oluyor. Kolay da bir işlem.
0
rygard
(20.02.15)
Bir de ısıl işlem görmüş olması sucuğun kalitesiz olduğu anlamına gelmez. Yani adam artık etten yapmamıştır sucuğu fakat zamandan tasarruf etmek istemiştir, ısıl işlem uygular. Fiyatı da ona göre ayarlarlayıp pahalıya satar. Bu sucuğun fiyatı yüksek olsa bile üstüne muhakkak ısıl işlem gördüğü yazılmak zorundadır. Bir de hem kaliteli et kullanıp hem de ısıl işlem görmemiş sadece bekletilerek olgunlaşmış sucuklar vardır ki onda hiçbir ibare olmaz; sadece sucuk yazar. Onların tercih edilmesi gerekir fakat fiyatı nispeten daha fazladır. Bir de hem ısıl işlem görmüş hem de 7 liraya Bim'de satılan sucuklar vardır ki onların sucukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Genelde et diye soya kullanılır bu tür ürünlerde. Onları görünce koşarak uzaklaşmak gerekir.
0
angelus
(20.02.15)
@rygard, nasıl yapıyorsun kendin?
0
bilinmez bilinmez
(20.02.15)
fermante sucuk ısıldan çok daha iyidir. fiyatı etin kalitesi baharatı ve içindeki nişasta oranı belirler. herkesin damak zevki ayrı ama bana göre apikoğlu antrikot/parmak ,cumhuriyet namet ve sahin sucukları güzel geliyor. fermante genelde 50 tl ısıl işlem 45 tl /kg fiyata satılır. geçen migrosta kampanya vardı tüm markaların kilosu 29tl den sattı. ben çek puan falan derken kg 20 tl stokladım.
0
mrthany
(20.02.15)
kıyma makinasından geçiriyoruz arzu edilen eti önce (bende mekanik olanı var, kol gücüyle çalışanı), sadece bir kez çekiyoruz, çok abartmadan. sonra tuzu ve baharat karışımını ekleyip yoğuruyoruz. ben iki saaat dinlendirdikten sonra enjektörlere benzeyen bir cihazla zar içine dolduruyorum ve kurumaya bırakıyorum. Çeşitli ekoller var bu dinlendirme süresi için değişen, iki saat bence en elverişlisi gerek zara koymanın kolaylığı, gerekse sonradan alınan kalite için.

zar bağırsaktan yapılıyor, kasaptan alıp, temizleyip, biraz sirkeli suda bekletip kullanıyoruz. Kullanıma hazır satan kasaplar da var

Baharat karışımım; kekik, kimyon, pul biber, acı veya tatlı toz biber(acılığını tatlılığını hep bu belirliyor, bunu yoğun kullanıyorum), karanfil (seyrek), hardal, çemen, kişniş, tarçın (bu da seyrek), zencefil, domates, sarımsak tozu, yeni bahar, muskat, boyotu.

benim kullandığım baharat karışımı zaman içinde, deneyip yanıldıkça oluştu. uğraşmak istemeyen sucuk baharatı adıyla satılan hazır karışımı alabilir.

1.5 kilo ete neredeyse 100 gram baharat koyuyorum ben. Normalde 1kg'a 50gram kadar koyuyorlar. Baharatlı sevene iyidir ama %7.5

zar kullanımı ise 1 kiloya 1 metre falan gidiyor.

sucuklar hazırlandıktan sonra 1 ay boyunca dinlendiriyorum asarak. 1 aydan önce yemiyorum ama gayet hazırlanıp, dolapta 24 saat bekletilip, zarar konmadan falan yenilebilir istenirse.

adabıyla yapılıp, düzgün kurutulunca 1 kilo etten 700gram falan sucuk çıkıyor yaklaşık(su kaybediyor ciddi miktarda). Herhangi bir hazır ürünle kalitesi kıyas kabul etmiyor. marketten alınabilecek rakibi olmuyor en azından.
0
rygard
(20.02.15)
bu tip duyuruları ibretle okuyorum. sucuğu evde yapanlar varmış. helal olsun.

kasapların sucuk yapması yasaklanmadı. o değiştirildi. eğer sen gidip ben sucuk istiyorum dersen yapıp sana verebilir, ancak önceden hazırlayıp rafta bekletemez. gibi bir şey.
0
mea maxima culpa
(20.02.15)
(33)

Çok Önemli - Siz Olsaydınız Gider miydiniz?

aradaki uzaklik
Arkadaşlar selam. Elimizde bir evlilik ve bir gelecek kararı var, sizin fikirlerinize ihtiyacımız var.Erkek - 30 yaşında, 27 yaşına kadar İzmir'de ailesiyle yaşamış, sonra hayatının aşkıyla evlenmiş, İzmir'de yaşamaya devam ediyor. Dev bir hızlı tüketim firmasında Ege Bölge Müdürü olarak çalışıyor.
Arkadaşlar selam.

Elimizde bir evlilik ve bir gelecek kararı var, sizin fikirlerinize ihtiyacımız var.

Erkek - 30 yaşında, 27 yaşına kadar İzmir'de ailesiyle yaşamış, sonra hayatının aşkıyla evlenmiş, İzmir'de yaşamaya devam ediyor. Dev bir hızlı tüketim firmasında Ege Bölge Müdürü olarak çalışıyor. Kariyeri harika ilerliyor. 6.500TL net maaş alıyor. Daha çok genç ve çok fırsatları var önünde. İzmir'i, Türkiye'yi, burada yaşamayı çok seviyor.

Kadın - 27 yaşında, üniversite için İzmir'e gelmiş, Erkek'le evlenip İzmir'de yaşamaya başlamış. Deli gibi aşık. Dev bir firmada Müşteri Müdürü olarak çalışıyor, 4.000TL maaş alıyor. Çalıştığı şirketten İngiltere'de aynı pozisyonda bir fırsat çıkmış, gitmeyi çok istiyor çünkü eskiden beri hep yurtdışında "en azından 2-3 yıl" veya sürekli yaşama isteği var.

Bu çiftimiz İzmir'de, kariyerleri çok parlak, evleri kira değil, arabaları şirketten, üstüne bir adet de evleri var (ekstra, kira getirisi olan), toplamda 11.000 TL'ye yakın maaş alıyorlar. Aileleri İzmir'de, gayet iyi anlaşıyorlar, harika bir evlilikleri var, İzmir'den çok memnunlar, sürekli yurtiçi yurtdışı gezip duruyorlar. Hiç bir sıkıntıları yok.

Ancak kadın ısrarla İngiltere'deki iş ilanını değerlendirmek istiyor ve Erkeği de ikna edip oraya taşınmak istiyor. "istifa et, İngiltere'ye yerleşelim, olmadı döneriz veya orada yaşarız" diyor. Erkek bunu çok mantıksız ve gereksiz bulduğunu söylüyor. Kadın kesinlikle tehdit filan etmiyor, istemezsen gitmeyiz ama gitsek harika olur ve çok ama çok istiyorum diyor.

Şu anki tüm bilgiler dahilinde ve ülkenin siyasi geleceğini, insan kalitesini, toplumdaki durumu vs. göz önüne alarak, Erkek olsaydınız ne derdiniz? Kadınlar da cevap verirse süper olur.

Yorumlarınız çok önemli beyler bayanlar.

Çok önemli ekleme: Erkek işsiz gidecek. Dönüşte yaşı 32-33 olacak ki bir satışçı için çok riskli yaşlar olabilir.
0
aradaki uzaklik
(04.02.15)
olası bir başarısızlık/mutsuzluk durumunda geri döndüklerinde iş bulana kadar yeterli paraları olacaksa gitsinler de erkek işsiz mi gidecek? erkek de iş bularak gidicekse olabilir neden olmasın. mevcut düzenleri de "rahat battı" dedirtecek cinsten.
0
9kuyruklukedi
(04.02.15)
sizin sartlarinizdaki insanlar icin belki de en guzel ülke turkiye burada mutlu olabilmek de ayri basari, İngiltere'de mutsuz olursunuz demiyorum ama turkiye'de mutlu olmak guzel bisey. Hakkinizda hayirlisi.
0
hocam fazla egon var mi
(04.02.15)
Erkeğin yerinde olsam ve orada beni idare edebilecek (aynı statüde olmasa bile benzer bir iş) bir iş bulsam arkama bakmazdım. Burada zemin kaygan. İngiltere, daha doğrusu Londra çok yaşanılası bi yer.
0
polkaf
(04.02.15)
ingiltereye gitseler erkek ne iş yapcak orda
0
emirkulu2
(04.02.15)
Gidersen iş bulmadan gitme. İş bulsan bile mutsuz olursan yengenin başına kakma (senin yüzünden geldik vs. gibi) yada ufak ufak laf sokma durumları mümkün. İş bulur içime sindirir isteyerek giderim dersen git yoksa 2-3 yıl yenge istiyor diye maceraya gerek yok bence. Ayrıca 2-3 yıl için gidilmez bence madem gideceksin en az 8-10 yıllık bir plan ile gidin.

(erkeğe öğütler)
0
poseidon1
(04.02.15)
oha amk hayata bak.bana yaşam koçu olsalar ya bunlar :)
neyse buradaki yaşamdan mutsuz iseler gitsinler.ben deli gibi yurtdışına gitmek isteyen biriyim fakat hiçbir zaman yapamazsam döneriz gibisinden dönerim diye düşünmüyorum mesela.tabi ihitimaller var ama öyle bi niyet ile gidersen olmaz o işler diye düşünürüm neyse konu dağıldı :) demem o ki mutlu iseler kalsınlar bence.maddiyat olarak söylemiyorum bunları.
0
high hopes of the sozluk
(04.02.15)
bu şartlar altında gidilmez. ancak gidilmezse bir ömür kadın tarafından senin için hayallerimden vazgeçtim dırdırı yapılır.

ayrıca izmir gibi bir yerde bu yaşam standardında bile ülkenin siyasi geleceği, insan kalitesi, toplumun durumu vs. diye bahane arıyorsanız ülkenin geri kalan kısmı ne yapsın?
0
yemrem
(04.02.15)
bence önce kadın gitsin önden, baksın durumlara, hem ülkeyi, hem de işi tartsın. ok verirse erkek de işini ayarlasın, artık ingiltere'de iş mi bakar, başka bişey mi olur bilemem. sonra ingiltere'de yerleşik düzene geçme planları yaparlar.

büyük hayat değişiklikleri çok kolay olmuyor, bunun gibi durumlarda böyle ayrı kalmalar çok normal, belki 2-3 ay belki 6-12 ay. belki ordaki ortama ya da kültüre çok yabancı hissedecek kadın, belki orasıyla ilgili başka şeyler çok zorlayacak onu (hava koşulları, çevre gibi) ve geri dönmek isteyecek. bu durumda hazır kurulu düzenin bozulup yeniden yapılandırılmaya çalışılmasındansa, en azından çok sıkıntı olmadan yeniden başlamak çok daha kolay. bazı hevesler gerçeklerle yüzleşince kolay sönüyor, sonrasında da hayatınızın sıkıntılı olmaması için buşekilde yapmanızı öneririm.
0
loveinaflipbook
(04.02.15)
Yanlış anlamayın, kızmayın ama bi laf vardır ya hani "rahat battı" diye, aynı o durum olmuş. Kurulu bir sistem, harika bir yaşam, harika bir maaş ve mutluluk var. Rahat var. Ama rahat batıyor, erkek işsiz olacak, hiç bilmedikleri yerlere gidip baştan başlamaya kalkacaklar. Oldukça mantıksız bir hareket.
0
eksi was here
(04.02.15)
Erkeğin işsiz olarak gitmesi ve muhtemelen İngiltere'de halihazırda sahip olduğu standartlarda bir iş bulamayacak olması ilişkide ciddi sıkıntı yaratabilir.
0
Sandeman
(04.02.15)
Çocuk yoksa kadın kendi başına gitsin. 2-3 sene dediğiniz nedir ki? Eğer kadın orada dikişi tutturur ve kocasını da yanına aldırabilirse yeni ülkede yeni düzen kurarlar ama kadın orada yapamazsa da buradaki düzenleri bozulmamış olur. Bence kimsenin kendi kariyeri için başkasınınkini çöpe atmaya hakkı yok. Bu insanlar evli diye illa her saniye birlikte olmak zorunda da değiller. Aksine, aralarındaki bağ ve arkadaşlık kuvvetliyse bir iki yıl "gidip gelerek" idare edebilirler. Kazançları güzel olduğu için uçak masrafı çok koymaz. Hafta sonları buluşurlar, biletleri önceden ayarlarlar. Bence kadın gitmeli, adam beklemeli. Sonraki duruma göre de kimin geri döneceği/taşınacağı şekillenmeli.

Ayrıca "satış" işi öyle bir alan ki, teknik işlerle alakasız, bulunduğunuz ülkenin hatta bölgenin kültürüne göre inanılmaz değişiklikler gösterir. Yani burada bölge müdürü olan adam, İngiltere'de hiçbir şey ifade etmeyebilir. Mühendis olaydı, sanatçı olaydı, elinde başka bir altın bileziği olaydı durum farklı olabilirdi ancak hele ki İngiltere için iş önceden ayarlanmadıktan sonra, alınması hiç de mantıklı bir risk değil. Çocukluk olur. Kadın gidip ortalığı bir kolaçan etsin işte. Yapamazsa geri döner yuvaya. Yapabilirse kocasını da alır.
0
pandispanya
(04.02.15)
Arkadaşlar cevaplar için çok teşekkürler, arkadaşım yanımda o okuyor (konu kendisiyle ilgili).

Ricam şu, okuyan kim olursa olsun bir iki dakika ayırıp kendi fikrini yazabilir mi? Yazanlara çok teşekkürler, başka fikirler var mı?
0
🌸aradaki uzaklik
(04.02.15)
yani bence kalmak daha iyi gibi ama kadının aklında kalacak. sonuçta aranızda anlaşmanıza bağlı.
0
bradshaw
(04.02.15)
ben olsam giderim ama herkesin almak isteyeceği bir karar değil bu. erkek bunu kabul edecekse olası sorunlarda bunu kadının yüzüne vurmayacak, gerekirse karın tokluğuna yaşamayı kabullenecek, gibi şartlar oluşabilir ki bu da her insanın razı olacağı şartlar değil. aynı şekilde kadın da erkeğin bu şartlara uyup uymayacağını düşünerek hareket etmeli, gerekirse gitmeyelim demeli. karşılıklı oturup anlaşma gerektiren zor bir durum yani.

kadının maaşı adam iş bulana kadar yetecek mi mesela? adam yabancı ülkede yaşamak hakkında ne düşünüyor, yeterli parası olduğunu düşünürse.
ben avrupa'da yaşama isteği olan biriyim, o yüzden karım yeterli parayı kazanıyorsa hiç çalışmamayı bile kabul ederek gitmek isterim. evimin adamı, çocuklarımın babası olurum valla, ses etmem.
0
baba jo
(04.02.15)
erkek iş bulsun, gitsinler. çocuklarını türkiye'de yetiştirmesinler. çocuk büyüdükten sonra yurtdışı tecrübeleriyle dönerler isterlerse.

son yıllarda okullarda okutulan kitaplara bir göz atın, zaten titreyerek ingiltere bileti arayacaksınız. çocuk yapılmayacak bile olsa, o kitaplarla büyüyen diğer çocuklar on sene sonra türkiye'de hayatın önemli noktalarında olacak, bu bile yeterli sebep.
0
freya
(04.02.15)
Gitmezse kadın sürekli erkeğin kafasına kakar gelecekte bunu. Bence gitmeliler. Eğer dediğin gibi bir yaşamları varsa, Erkek de yurtdışında iş bulabilir bir şekilde.
0
maxim gorki
(04.02.15)
Şu an her şey mükemmel görünüyor. Yurtduşında da çalışabilmek için farklı bir bölüme girecek biri olarak şu düzeni bozup gitmezdim. Evet Türkiye'de ne olacağı belirsiz ama hani öyle reddedilemeyecek iş teklifi falan da gelmemiş ki.
Ben olsam savaş falan çıkana kadar beklerdim. Hayatları şu an mükemmele yakı görünüyor.
Kadınım.
0
mornie
(04.02.15)
Ricaniz uzerine yaziyorum. Eger standartlara alismislarsa veya iki tarafda da 'en kotu rezil olur doneriz nolacak yea' kafasi yoksa, erkek issizken gitmesin. Diger yandan kadinin icinde kalacak. Bu durumda erkek de is bulursa gitsinler. Ya da kadin isi kacirmamak icin onceden gitsin, birkac aya erkek de is bulup ya da gorusmeleri ayarlayip gelsin.
0
f_d
(04.02.15)
lütfen gitsinler. türkiyede şeriat gelecek, bütün izmirlileri sürgün edecek zaten. şimdiden gitsinler.
0
namus ninjası
(04.02.15)
selam.

ingiltere'de 2 sene okuyan/çalışan biri olarak söylemem gerekir ki izmir'deki standardınıza ulasmanız imkansiz orda. hem erkek için iş bulma süreci çok sancılı geçicektir. türkiye'deki iş tecrübesinin hiçbir geçerliliği yok orda. mühendislik falan olsa bi nebze ama bu durumda ben iyi bir iş bulma şansı oldugunu düsünmüyorum. hem de oraya dependant olarak gidecek çalışma vizesi işi nası olur bilmiyorum.

madem fikrimizi soruyorsunuz o zaman söyleyeyim, bence hiç maceraya girmeyin. yani girmesinler.

iş hayatıyla ilgili sormak istedikleri bi sey varsa da yardımcı olmaya calısırım.

ha unuttum türkiye tabi ki bok. daha da kötü olacak her sey. o yüzden paraları biriktirip dolara çevirip bi 10 seneye ben de siktir olup gidecegim
0
fazıl sayma
(04.02.15)
Benim anlamadigim o 3 senenin sonunda ne degisecek? Kariyerinde olaganustu bi sicrama olacak mi? Yoksa sadece yurtdisinda yasama hevesi mi tatmin olunacak?
3 sene icin su sartlar tepilmez hele ki yurtdisinda yasayayim hevesi yuzunden.
0
bilinmez bilinmez
(04.02.15)
Erkek neden işsiz olarak gidiyo? Bir eşin diğerinden bunu istemesi çok büyük bi' bencillik umarım bunu okuttuğun kişi kadın tarafıdır. Bak bacım adam biraz şans biraz da özveri ile daha 30'unda üstelik İstanbul da değil İzmir'de 6500 net maaşlı işte çalışıyor. Doğudan mülteci gider gibi işsiz gitmenin mantığı ne? İş bulamadığını bir düşünsene evi geçindiren sadece sen olursan psikolojik olarak da harap edecektir onu. Şimdi yapmanız gereken şey abimize iş ayarlamak.

İş ayarlayın gidin illa gidecekseniz yahu. Burada aldığı maaş asgari ücretin 6.5 katı. Orada mesela Londra'da 10 bin lira maaşla çalışacak olsa bile burada yaptıklarının yarısını yapamaz. Aylık 11bin lira + kira geliri ve üstüne kira gideriniz vs yok kendi eviniz. Orada da buradaki gibi rahat edebilmeniz için ikinizin de cidden güzek bi maaş alması lazım. Adam için 32 33 yaş dönüşte riskli olacaksa her şeyi garantiye almadan peşinde sürükleme sakın. Gerçekten gerçekten çok istediğin bir işse arkadaşların da dediği gibi 2-3 senelik uzak mesafe katlanılamayacak bir şey değil.

Mutlusunuz, aileniz burada daha ne istiyorsunuz. Her şeyi rayına oturtmuşsunuz. Lütfenbu bencilliği kocanıza yapmayın. Kimsenin buna hakkı yok.
0
oddyseus
(04.02.15)
pandispanya +1. bunu yazmaya gelmiştim ki, yazılmış daha önce.
0
sappho
(04.02.15)
ben olsam gitmezdim adamın istifa etmesi çok saçma bir defa. burda mutlu mesut yaşıyorlar düzenlerini bozmasınlar. gezmeye bol bol gitsinler ama başka ülkede yaşamak bana çok zor geliyor. yaşları da ufak değil. ayrıca biri gidip biri kalması bana anlamsız geliyor. birbirlerine yakın olamadıktan sonra evli olmanın ne anlamı var. para ya da kariyer her şey değildir. sonuçta burda da mutlular burda devam etsinler bence.
. kadın 31 yaş.
0
sta
(04.02.15)
erkek olsam iş bulmadan gitmezdim gerekirse bir süre farklı yerlerde çalışmayı göze alırdım ama kadın tarafı olsam gerekirse köprüleri yakar giderdim.
0
kuzey li
(04.02.15)
madem hanım kariyer sebebiyle en azından 2-3 yıl demiş, eğer kendisi cumartesi çalışmayacaksa ayda 2000 liralık uçak yolculuk masrafı gözden çıkarılıp 1 senelik program yapılsın ve denensin. hanım tarafı için aynı şirket içerisinde rotasyon yapılacağından geri dönüşü mümkün bir durum var ve risk yüksek değil. erkek için ise durum tam tersi ve önemli bir pozisyonu ve duygusal olarak bağlı olduğu bir yeri bırakıp gidecek; psikolojik olarak zorlanabileceği için riskli bir durum.

kadın yeni ofise başladığında kendini kabullendirmek için eşek gibi çalışacak eve yorgun argın gelecek ve büyük ihtimal evde darlanmış bir adamla karşılaşacak. sadece bu kısmı aşmak bile başlı başına bir iş.

dolayısıyla biletleri almaya başlayın.
0
groovettyn
(04.02.15)
erkeğim,

herkesin bişeyler istemeye hakkı var ama kadın bence fazla zorluyor. "bir de tehdit etseydi" dedim okurken, açıkçası ben o şartlarda bi durumu, erkek olarak sevgilime söylemeye imtina ederdim, kafası karışır, üzülür, hayır diyemez diye düşünüp. zira ortada bir "şeftali bulup tüysüzüne göz dikme durumu" var. kaldı ki yurtdışında yaşamak kişiye göre değişken olsa da meşakkatli ve yorucu bi durum. kadının kariyer aşkı diğer aşkın önüne geçecek gibi duruyor. şımarıklık ediyor. ayrı ayrı çalışıp ilişkiyi sürdürebilecek yürek varsa ne ala ama aksi takdirde çok saçma olur birlikte gitmeleri. kaldı ki 2-3 yıllık bir süreçte odaklarının birbirinden ziyade kariyerine kayacağına inanıyorum.

adam zaten bi satışçı olarak kendi işini kurmadığı sürece steve jobs olsa bile 38-40 yaşında emekli edilir, istisnasını nadiren gördüm.

adama tavsiyem, kesinlikle gitmemesi. eğer evlilikte sorun yaratmayacaksa kadın gitsin, buluşun ara ara ama yaş 35e dayandığında ayrı geçirilmiş bir gençliğe bakıp "parası, kariyeri batsın" demek de var işin ucunda. çünkü o işin 2-3 yıl ile sınırlı kalmayacağı gün gibi ortada. kadın orada kalır banko.

sevdiğin insan için her yere gidilir, belki bu gidiş erkeğin profesyonel anlamda ufkunu açar, kendi işini bile kurar ama ne bileyim, çok zor öyle ingiltere'de okumadan orada adamı alanında işe alacak yerler bulmak. ingiltere bu anlamda diğer ülkelerden de katı. artı satışçı olarak dili de senden benden sağlam olmalı. en kötü 1 yıl boş boş yatacak adam orada.

ayrıca şöyle boktan bir durum da var ki ingiltere'ye gidilmezse şayet, şimdi "istemezsen gitmeyiz ama çok mutlu olucam" diyen kadın 3 yıl sonra bu olay yüzünden evde fırtınalar estirir "keşke gitseydim" diye. hele bir de çocuğu olursa "hayallerim vardı benim" diyip bunalıma girer.

umarım böyle olmaz sonu.
0
calligrapher
(04.02.15)
pandispanya +1
birlikte gitmek zorunda değiller.
0
kalimotxo
(04.02.15)
ya çok üzüldüm ben lan. burda çok güzel hayatları var ama kadının yurtdışında yaşama hevesini de sonuna kadar anlıyorum. e gitseler ortam çok farklı, adam işsiz. kalsalar kadın mutsuz olacak, adam da üzülecek belki. iki ucu boklu değnek.

ben 20 yaşındayım, bence beni evlat edinsinler ve "çocukla zor olur bu saatten sonra" diyerek izmir'de kalmaya devam etsinler. annem babam falan çok sevmiyo zaten sorun olmaz yani. ben de hiç sorun çıkarmam zaten cebime paramı koysunlar hiç öyle kavgaya mavgaya karışmam sigaram alkolüm yok evde oturuyom öyle mal gibi. ama istanbul'da bitirmem lazım okulu onlarla yaşayamam kusura bakmasınlar.

şaka bi yana, ulan cidden çok karışık. ben türkiye'den bir an önce defolup gitmek isteyen biri olarak kadını çok iyi anlıyor ve anlayışla karşılıyorum. ama türkiye'de 6500 lira maaş alan bir adamın vasıfsız bir "ev erkeği" olarak yaşamak zorunda olması da kötü bi şey. e burda kalsalar, birincisi türkiye'de kalmış olacaklar ki yeterince kötü bir şey. ikincisi kadının içinde ukte kalacak, araları belki bozulmayacak ama kendilerinin farkına bile varmayacağı bir soğukluk girecek. pf.

ya bence burda kalmaları lazım. tatile zaten gidiyolarmış. paralarını biriktirsinler. burada işler çok boka sararsa, belki ingiltere değil ama başka bir ülkeye giderler. yoksa eğer yabancı dilleri, onu da öğrensinler. bu kadar para kazanan insan 40'ına geldiğinde bir iş kursa, bi' şeyler yapsa zaten sırf evde yatmak için bile yurtdışına gidebilir diye düşünüyorum. hani bu durumda iş-güç derdi de olmaz.

bence ayrı kalmasınlar. 3 sene az zaman değil. kadın gitsin erkek kalsın bence olmaz o iş. adam askere gitmiyo ya da kadın 6 aylığına iş için gitmiyo ki. 3 sene diyosun. gencecik insan bunlar yav biri 30 diğeri 27 yaşında. üç senede ne biçim sevişilir. ne gereği var o yaşlarda ayrı kalmanın. mecburiyet yok bi şey yok.

şimdilik otursunlar oturdukları yerde bence. teklifimi de düşünsünler.
0
der meister
(04.02.15)
Butun dogumlar sancili olur. Size soracagim soru su olur : ee?

Bu genc yasta hayaliniz bu kadar mi ? Ikinizde nerdeyse zirvedesiniz burda. Ama ? Sonra. Yani hayat bu mu? Monotona baglamayacak mi ? Hayat sadece iyi maaslari alalim gezelim mi ?

Tamamen bir macera hayat. Boyle bir firsat her zaman gelmez :) adam ve kadin bu kadar basariliysa zaten donduklerinde tekrar is bulacaklardir ama islerin kotu gidecegine ihtimal vermiyorum. Dediginiz pozisyonlara geldiyseniz bir ozelliginiz kabiliyetiniz olmali. Cocuk plani varsa avrupa vatandasi olmasi cok cok buyuk bi avantaj.

Siz turkiye levelini bitirmissiniz :) bence hazirliklari yapip level 2 ye baslayin :)
0
busuta
(04.02.15)
affedersiniz ama yurtdışında yarrak mı var, nedir bu yurtdışı merakı, cillop gibi ülke dururken, yılın on ayı karamsar, sürekli yağmur ve kapalı bir hava, izmir gibi dünyanın cenneti bir şehirden sen kalk ingiltere denen insanında meymenet yok, suratsız yavşakların memleketine git.

hayattan soğursunuz, sakın gitmeyin, güneyde bir ülke olur, o zaman oturur konuşuruz.

not: gittim, yaşadım, döndüm, oradan biliyorum.
0
orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi
(04.02.15)
erkek dönüşte 32-33 yaşında aynı işi bulamazsa baya baya baya kötü duruma düşer. bu çift türkiye'de şanslı %10'luk dilimde. rahat mı battı?
0
komando kani var bende
(04.02.15)
Gelen cevapları okumadan yazdığım için tekrara düşersem affola. Herşeyden önemlisi İngiltere'ye gittiklerinde, oturdukları evi de kiraya verseler maddi olarak ekstra bir gelirleri olmuş olacak. Kaldı ki erkek de birkaç ay içinde bir iş mutlaka bulur diye düşünüyorum. Ama satış işi biraz riskli, ülkelere göre farklılık gösterir ancak yurtdışı tecrübesi bambaşka bir tecrübe olacaktır her ikisi için de.

Ben kadın da olsam erkek de olsam giderdim. Eşlerden biri çalıştığı ve bunu diğerinin yüzüne hiçbir şekilde vurmadığı sürec sürece sorun yok.(ne fedakarlık yapan için ne de yaptırtan için) Ülkenin siyasi geleceğini göz önüne almıyorum bile. Alırsam uça uça giderim.
0
gokyuzu gibi
(04.02.15)
(10)

Telefon kaydı delil olarak kullanılabilir mi?

bilmemkacincinick
Kız arkadaşıma ve babasına bir bankanın kredi müşterisinin adına sms geliyor. Müşterinin adı farklı, soyadı tutuyor. Resmi olarak icralık adamın kütüğü ile kız arkadaşımınki aynı. Sadece aile sıra numaraları farklı, akrabalık bağları yok. Varsa bile dıdısının dıdısı. Bu sms'i gönderen bi hukuk büros
Kız arkadaşıma ve babasına bir bankanın kredi müşterisinin adına sms geliyor. Müşterinin adı farklı, soyadı tutuyor. Resmi olarak icralık adamın kütüğü ile kız arkadaşımınki aynı. Sadece aile sıra numaraları farklı, akrabalık bağları yok. Varsa bile dıdısının dıdısı.

Bu sms'i gönderen bi hukuk bürosu ve kız arkadaşım burayı arayınca bağırıp çağırmışlar, korkutmaya çalışmışlar (klasik icra tahsilatı yöntemi). Ben de bunu duyunca dellendim, aradım bu yavşakları. Telefonda bana da artistlik yaptı ve yavşak, dallama gibi küfürler çıktı ağzımdan (pişman değilim). Bu şerefsiz de "bunlar kayıt altına alınıyor, görüşcez seninle" dedi. Sorum şu: bu ses kayıtları delil olarak kullanılabiliyor mu? Eğer kullanılıyorsa tam gaz devam edip ana bacı da edicem çünkü. Yoksa sadece korkutmaya mı çalıştı?
0
bilmemkacincinick
(04.02.15)
olayda tahrik var. siktir et.. bir halt yapamazlar.. hem dallama bir yemek türü diye biliyorum :)
0
dokuzonbeş
(04.02.15)
Baroya şikayet edin. Uğraşsınlar dursunlar.
0
maxim gorki
(04.02.15)
ses ve görüntü kaydı delil olarak kullanılabilir. tek bir şartla, ses veya görüntüsü kaydedilen kişi, bunu kayıttan önce biliyor olmalı. gizli yapılan kayıtlarda belki yine delil olarak kullanılabilir ama gizli kayıt aldığı için kendisi de suçlu duruma düşer.

"görüşmelerimiz kalite standartlarımız gereği kayıt altına alınmaktadır" uyarısını gerçekten kalite standardı için mi yaptıklarını sanıyorsunuz? ya da "işyerimiz 24 saat güvenlik kamerasıyla hede hödö" uyarısını kork diye mi yapıyorlar sanıyorsunuz. hepsi yasal zorunluluk.
0
kibritsuyu
(04.02.15)
hiçbir halt edemezler. senden habersiz ses kaydı yaparsa o kayıt delil niteliği taşımaz. ayrıca suç oluşturur. bunu bilmeyen avukattan korkma.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133 -

1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
0
corneillus
(04.02.15)
Ben hakaret ettikten sonra kayıt altına alınıyor filan dedi. Peki bunların borçla alakasız olanlara mesaj atıp tehdit etmelerinin bi yaptırımı var mı?
0
🌸bilmemkacincinick
(04.02.15)
onlar size hakaretten dava açsınlar sizin de elinizde bir sürü davalık malzeme var. avukat arkadaşınız varsa şu durumunuzdan sizin lehinize 3-4 tane malzeme çıkarır. suçsuz yere suç isnadı var, hakaret var tehdit var.
0
gotic
(04.02.15)
benim telefonumdaki tüm görüşmelerim otomatik kaydoluyor. ne yani şimdi birisi bana ana avrat sövse ben de kaydı ilgili mercilere verip dava açmak istesem suçlu mu oluyorum? böyle bir saçmalık var mı gerçekten?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(04.02.15)
Haber verilmeden yapilan kamera ya da telefon kayitlari suctur. Bildigin cezasi var. Bir cok insan bunu bilmez. Onun icin bunun gibi ibibikler atip tutar korkutmak maksadiyla.
Yani hic bi poh yapamaz, asil siz gizli kayit yaptigin icin sikayetci olucam deyin bakin noluyo.
0
bilinmez bilinmez
(04.02.15)
korkma sana bisey olmaz.
ADAMLARI BAROYA SIKAYET ET. BULANIK SUDA BALIK AVLAMAYA CALISIYOLAR BELLI KI.
Icra Dairesi ismi vermislerdir, oraya da gidip imzaya itiraz dilekcesi doldur.
koduumun ülkesi isini duzgun yapan tek kurum adam yok!!!
0
rusdemezale
(04.02.15)
Doğrudan bankayla görüştüm. Bu orospu çocukları çok büyük ihtimalle dolandırıcıymış. Telefon numaralarını kara listeye alacaklarını söylediler. Savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekiyor dediler.
0
🌸bilmemkacincinick
(04.02.15)
(28)

Kız Arkadaşımla Evlenmeye Korkuyorum

benim adim kerim hepinizi severim
Çok sevdiğim ve normal koşullar altında evlenmek isteyeceğim bir kız arkadaşım var ancak son aylarda yaşadığımız olaylar yüzünden kafamda büyük soru işaretleri oluştu. Çok iyi anlaşıyoruz. Onun benim için uygun kişi olduğuna emin gibiyim ama son aylarda evlendikten sonra beni aldatabileceğini düşünm
Çok sevdiğim ve normal koşullar altında evlenmek isteyeceğim bir kız arkadaşım var ancak son aylarda yaşadığımız olaylar yüzünden kafamda büyük soru işaretleri oluştu. Çok iyi anlaşıyoruz. Onun benim için uygun kişi olduğuna emin gibiyim ama son aylarda evlendikten sonra beni aldatabileceğini düşünmeye başladım.

Aldatılma korkum da şöyle başladı. Son 4-5 senedir top sakalla gezen bir insanım. Geçen aylarda başka bir şirketle önemli bir toplantımız vardı ve sakallarımı komple kesip takım elbiseyle vs. toplantıya katılırsam daha ciddi ve daha disiplinli gözükeceğimi düşündüm. Gittim kestim sakalları ama o kadar garip geliyor ki hiç alışmamışım, aynada sanki yabancı biri var. Kız arkadaşım da beni hiç sakalsız görmediğinden ona da çok garip geldi bu durum. Daha sonra bu durumu fanteziye dönüştürdü. Şehirdışından gelen kargosu var kızın ptt'de bekleyen. Gidip bana aldırttı. Eve gelince kargocu takidi yapmamı istedi. Kapıyı açınca "sevgilim evde yok içeri girmek ister misin" falan diye sordu. Sonra olanlar malum... Genelde aramızda bu tarz konularda çekince yoktur. Ben de genelde ilişkiye girmeden önce liseden kalma ekose etek ve vücudunu saran dar lise gömleğini giymesini istiyorum kız arkadaşımdan. Ama kız arkaşımın fantezi dünyası birden genişlemeye başladı bu olaydan sonra.

Bir gün benden beraber otobüse binmemizi, daha sonra onu hiç tanımıyormuş gibi davranarak kendisini taciz etmemi istedi. Neyse kabul ettim ben de en sonunda, güzergahı belirledik. Ondan 2 durak ilerde bekliyorum ben otobüsü, telefonla iletişim halindeyiz. Geldi otobüs bindim. Çorap giymeden kalçasının hemen altında biten daracık mini etekle binmiş otobüse, cam kenarında bekliyor. Herkesin gözü kızın üzerinde abaza gibi bakıyor hayvanlar sağda solda. Yaklaştım kız arkadaşıma ama tepki almaktan korkuyorum, millet "napıyorsun lan sen bayana" diyip girişecek bana diye bir korku geldi, yanaşamadım. Neyse sonra o geldi yavaş yavaş eliyle 1-2 temas etti önce bana. Bende hareketlenme başlayınca sertçe kavradı. Neyse ben de gözümü karartıp arkadan temasa başladım. Cama dayandı kız arkadaşım gözlerini kapattı. Ben de kendimden geçmişim artık kimse izliyor mu izlemiyor mu umrumda değil. 5-10 dakika sonra tuttum kızı elinden indirdim otobüsden. Hemen taksiye atlayıp eve gittik. Kendimizi yatakta bulduk. Hayatımda en çok zevk aldığım sekslerden birini yaşadım. Kulağına "küçük orospum" diye fısıldadım. Bu daha da tahrik etti onu. Seksten sonra bana kendisini teşhir etmekten ne kadar zevk aldığını anlattı. Bazen kendisini birkaç erkek tarafından ellenirken hayal ettiğinden, üzerindeki giysilerin parçalanarak gangbang'e uğradığından vs fantezilerinden bahsetti.

Ben cidden çok seviyorum bu kızı ama bu olaylardan sonra kendime itiraf etmekte zorlansam da kız arkadaşımın orospu ruhlu olduğunu farkettim. Tamam ben de yeri geldiğinde birden fazla kızla aynı anda ilişkiye girmeyi hayal etmişimdir ama burdaki özne benim masum kız arkadaşım olunca bu durum beni korkutuyor. Çocuklarımın annesinin böyle bir kişi olmasını istemiyorum sanırım... Evlendikten sonra doyuma ulaşamayacak, gözü dışarda olacak diye çekiniyorum. Bu durumu onla konuşsam hem onu çok üzmüş olacağım, hem de bir şekilde beni asla aldatmayacağından, bunların anlık fanteziler olduğundan bahsedecek ama benim aklımdaki soru işaretleri yok olmayacak. Bu kadar çok severken ayrılmayı da berecemiyorum ama böyle biriyle evlenmek çok korkutuyor beni. Ne olur bi akıl verin bana ne yapmalıyım?
0
benim adim kerim hepinizi severim
(25.01.15)
oysa senin masum kız arkadaşının içini ferahlatması gerekiyordu :/

ayrıl sen ayrıl. o da fantezilerini kendisine uygun biriyle gerçekleştirsin. yaptığı her harekette orospu damgası yapıştırmayacak biriyle.
0
seksen9
(25.01.15)
Mükemmele yakın bir sevgilin var, saçmalıyorsun. Sana açılmış tamamen, bütün fantezilerini anlatıyor, senden orospu ruhlu damgasını yemeyeceğine emin ve güveniyor.

Yazık kıza, senin gibi bir hanzoyla evlenecek.
0
[silinmiş]
(25.01.15)
Kiz arkadasin sana güvenmiş anlatmis, çoğu kadin anlatmiyor ama kafasından neler neler geçiyor. Kiz senden daha dürüst dikmiş hata mi etmiş.
0
jaygatsby
(25.01.15)
*dürüst cikmis
0
jaygatsby
(25.01.15)
sana gayet durrust davranip, fantazi dunyasini acmis. boyle yapmasa ve sadece senin istek arzularina gore hareket eip kendi isteklerini bastirsa, yatakta odun gibi yatan turk kizi diyorsunuz, acik ve durust davraninca cocuklarimin anasi orospu ruhlu diye sikayet ediyorsunuz.

sana bu kadar acik davranan bi insanin seni aldatma ihtimali inan icine atan bi kadindan cok cok cok daha az. cok renkli ve keyifli bi evliliginiz olacak bence, cok sanslisin. nerden biliyosun dersen kendimden biliyorum.
0
nicki martin
(25.01.15)
sonra türk kadını niye yatakta odun gibi yatıyor? yiyeceği damgayı bildiği için.
kadının hayatından çık bence.
0
rock n roll
(25.01.15)
Evliyken bir iki kaçamagi olagan karsilamayacaksan, hiç evlenme. Evlilik cinsel iliski tekelinin ötesinde bir güven gerektirir. Bence sana fantezilerinden bahsetmesi onda böyle bir gûven olustugunu gösteriyor ama bu gûven sana sanki iki numara büyük gelmis.
0
pinocchio
(25.01.15)
Arkadaslarin da dedigi gibi icine atan icine kapanik kadinlarin aldatma olasiligi cok cok daha yuksek.

En azindan bu aldatsa bile delikanli gibi soyler.

Digerleri seni bir omur boyu uyutur.
0
kosun lan mevzu var
(25.01.15)
Böyle bi sevgilim olmadı amına koyayım. şanslısın.
0
komando kani var bende
(25.01.15)
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.15)
nicki martin + 1
Senin de benzer fantezilerin varmış işte. Nasıl ki bu onu aldatacağın anlamına gelmiyorsa, aynısı onun için de geçerli. Fıstık gibi ilişkiymiş işte, ne güzel role play bile yapıyormuşsunuz.

Çocuklarının annesi ya böyle bir kişi, ya bunları içine atan bir kişi ya da bunları hiç bilmeyen ve çocuklarının annesi olduktan sonra ya kefşedecek ya da keşfetmeyecek bir kişi olacak.
0
aychovsky
(25.01.15)
bugünde öğrenmiş olduk ki içine kapanık ve daha sessiz karaktere sahip kızlar aldatmaya hazır küçük fahişelermiş.

kokusmus beyinlerinizi sikeyim.

bu arada entry'e cevap: kız seni sevmiş baya ki bunları konusacak kadar güveniyor. ayrılma bence.
0
fransizkalanadam
(25.01.15)
Yaramaz o karı. Ayrıl. Hem o kadar kısa eteği giymesine niye izin veriyorsun lan?
0
amarikanya fitbolcusu
(25.01.15)
Yatakta odun gibi olsaydı da güvendiği sevgilisi ona orospu ruhlu demeseydi keşke.
0
elorelia
(25.01.15)
Şaka lan şaka. Pompaya devam. Aldatılmaktan korkma, senin sorunun değil.

İçini ferahlatmak istiyosan kızı dene. Bikaç farklı şekilde birileri yazsın hatuna. Bakalım ne tepki verecek?
0
amarikanya fitbolcusu
(25.01.15)
bu ilişki yakında threesome a kadar gider.
0
hain kostokk
(25.01.15)
duyurunun "modern" kadınları yine ortamda egemenlik kurmuşlar.

siz onlara bakmayın. hayat ne onların ima ettiği kadar masum ne de bizim şüphelerimiz kadar boktan.

buradaki bazı kadınların yazdıklarını okudukça bir takım erkeklere hak veriyorum lan.
0
kosun lan mevzu var
(25.01.15)
cool story bro
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(25.01.15)
Kızın bir suçu yok. Bu fantazilerin ileride başkalarını yatağınıza almanıza kadar gitmesini asla istemeyeceğinizi, kendi aranızdaki küçük oyunlar olarak kalacaklarını bir ara hafif yolla söylersen ve o da buna karşı çıkmazsa sorun yok. Kendini açtı diye kızı yargılama.
0
twelfth
(26.01.15)
o kız sana fazla. umarım senden ayrılır da kendisini hakeden birisini bulur.
0
sta
(26.01.15)
Ondan sonra türk kızları rererörö. Ayrıl bence sen, kızın hayatını da mahvetme teallam yaa.
0
bilinmez bilinmez
(27.01.15)
Fanteziler iyimiş kanks. otobüs kurgusunu en kısa zamanda deniyiciğim. hahaha
0
zbrs
(27.01.15)
sevgilin seninle en ozel hislerini paylasmis daha ne istiyorsun? acikcasi ilk okudugumda bi irkildim ama sonra dusununce ne kadar sansli oldugunu farkettim (senin). eger o senin karsinda masum, gozleri yeni acilmis rolu yapsa daha mi hosuna giderdi? o zaman da turk kizlari frijit diye baslik acacaktin buraya.

sana acilmis olmasi aldatma ihtimalini dusuruyor. dert ettigin seye bak yahu! ayrilin da kizcagiz onu hak eden birini bulsun.
0
my pink
(29.01.15)
liseli fantezisi yaptığına göre de sen de pedofilik sapık olmalısın? şikayet ediyorum seni polislere.
0
lyh
(29.01.15)
diyelim ki soruyu soran troll ve eğlenmek istemiş ama işin en garip yanı olayların normal olduğunu düşünen cevaplar. otobüste birbirini hiç tanımıyormuş gibi taciz etmeler falan çok normal şeyler hı hı.

hayatı how i met your mother tadında yaşamak bu olsa gerek.
0
nick konusunda kararsizim
(29.01.15)
+1 @lyh
0
my pink
(29.01.15)
@lyh haklı :)
güzel sevişeceğin sevdiğin biriyle evlenmelisin tabi ki. istersen sana patates cuvalı alalım 30 yıl onu sik
0
fasulyek
(30.01.15)
çükünü kes duvara as sen de kurtul kız da kurtulsun.
0
fasulyek
(24.02.15)
(19)

Burada sorulan sorulara cevap yazma sebebiniz?

frodox
Merhaba arkadaşlar, burada sorulan sorulara neden cevap yazıyorsunuz? Günümüzde ne yazık ki çoğu insan doğrudan maddi bir karşılığı olmayan bu eylemi gereksiz bulur, fakat sizi cevap yazmaya iten şeyler nelerdir? Bunu bir sosyoloji ve psikoloji anketi olarak da düşünebilirsiniz.
Merhaba arkadaşlar, burada sorulan sorulara neden cevap yazıyorsunuz? Günümüzde ne yazık ki çoğu insan doğrudan maddi bir karşılığı olmayan bu eylemi gereksiz bulur, fakat sizi cevap yazmaya iten şeyler nelerdir? Bunu bir sosyoloji ve psikoloji anketi olarak da düşünebilirsiniz.
0
frodox
(22.01.15)
onaylanma icgüdüsü
0
ben de
(22.01.15)
İçgüdüsel yaklaşım: kendimle benzer sorunları ve kaygıları paylaşan insanlara elimden geldiğince yardım etmeyi seviyorum dünya görüşüm gereği.

Pragmatik yaklaşım: bu teker bizim sayemizde dönüyor, ben bugün yardım etmezsem iki gün sonra yardıma ihtiyacım olduğunda bana da cevap verilmeyebilir.
0
sevgikusunkanadinda
(22.01.15)
Cevabını biliyorumdur, ondan.
0
bilinmez bilinmez
(22.01.15)
Empati
0
innerbliss
(22.01.15)
sorun çözme ihtiyacı/takıntısı :/
0
neseranni
(22.01.15)
güzel muhabbet oluyor. bazen çok gülüyorum. eğleniyorum kısacası. birçok da yeni şey öğreniyosun vs...
0
aeroflot
(22.01.15)
Yardımcı olabildiğimde verdiği manevi mutluluk için.
0
excespeace
(22.01.15)
yardımcı olmak istediğim için. keşke insanların sorunlarını çözebilecek bir mesleğim olsaydı. doktor, avukat gibi mesela. yardım etmek çok güzel bir his veriyor insana.
0
rock n roll
(22.01.15)
can sıkıntısı. işim olduğu zaman duyuruyu açmıyorum bile.
0
kuzey li
(22.01.15)
Bir fikir verebilmek, yardımcı olmak. Ufak tefek geyikler hariç diyelim.
Bunun dışında buraya üye olma sebebim farklı bilgilere farklı kaynaklardan/insanlarda ulaşmak, yani bir gün bana lazım olabilecek bir sorunun cevabı gibi mesela. Uzar gider.
0
gece lampulu
(22.01.15)
Sorduğum sorulara işe yarar yanıtlar aldıkça yavaş yavaş cevaplamaya da başlamıştım..
Can sıkıntısı +1
Bir de insanlara yardımcı olmak güzel şey be..

Ama en büyük sebebi işsizlik, çalıştığım dönem bakmıyorum hiç..
0
mutekebbir
(22.01.15)
Doğru olan bu. Sen de "bir karşılığı olmayan bu eylemi 'ne yazık ki' gereksiz buluyorlar" demişsin ya.
Aldığım eğitimi/bilgilerimi birileri paylaştı diye alabildim. O zaman ben de bilgimi/deneyimlerimi paylaşmalıyım.
Çoğu insan değil aslında bence. Sepetteki portakallar sağlam da, gözümüz çürüğe ilişiyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.01.15)
Birisi dışarda sana bir yol vb. sorduğu zaman hangi sebeple ona yardım etmeye çalışıyorsan aynı sebep. Farkı burada kendi iradenle bulunuyorsun.
0
battal gemalmaz
(22.01.15)
Hepsinden biraz. Yardim ettigim icinm mutlu oldugum da oluyor, sadece cevabi bildigimden de. Su anki gibi calisirken kafami dagitiyorum bazen, anket doldurayim zaman gecsin diye de yaziyorum. Ara sira onaylaninca mutlu oldugum da oluyor, fikir ayriliklari yasayip araya girdigim de. Basima benzer seyler gelmisse tecrube aktarmak veya almak icin. Tek bir sey yok.
0
aychovsky
(22.01.15)
lan başkalarının ne sorunu var ben yine iyiyim diyenler var, ben dünyanın en önemli insaniyim, benimle ilgilenin diyenler var, bir bok yedim siz bana öyle demeyin hakliyim deyin diyenler var.
0
jaygatsby
(22.01.15)
bazen acıdığımdan, bazen sıkıldığımdan, öğretmen olduğumdan da olabilir.
0
ravenudon
(22.01.15)
-başkasına yardımcı olabilmenin getirdiği mutluluk
-empati +1
-yeni yeni bakış açısı kazanabilme ortamı.
0
m e b
(22.01.15)
bildiğimi gösterme isteği.
0
zvonimir
(22.01.15)
bilgi paylaşmak iyidir.
0
nuisance
(22.01.15)
(35)

mutluluklarım, mutsuzluklarım ve intihar

onekey
kendi hesabım değil, burda tanıdıklarım olduğu için kimseyi endişelendirmek istemediğimden burdan yazıyorum. ruh halimden dolayı karmaşık olabilir, zamanla düzeltirim belki.henüz yeni 26 oldum. kadınım. bugüne kadar benim yaşımda yaşamış normal bir insandan belki çok daha fazla deneyimim oldu bazı k
kendi hesabım değil, burda tanıdıklarım olduğu için kimseyi endişelendirmek istemediğimden burdan yazıyorum. ruh halimden dolayı karmaşık olabilir, zamanla düzeltirim belki.

henüz yeni 26 oldum. kadınım. bugüne kadar benim yaşımda yaşamış normal bir insandan belki çok daha fazla deneyimim oldu bazı konularda. kendimi geliştirmem, elde ettiğim fırsatlar, gezip-görüp yeni şeyler öğrenmem, yaptığım sosyal aktiviteler, spor vs hepsi dahil. istemeyerek istemediğim bir okulu bitirdikten sonra yine sonucunda istemediğim bir bölüm okudum, o bölüm sonrası 1 yıl yurtdışında bir asistanlık yaptım ve 24-25 yaşımın tam ortasına gelen hayatımın en güzel 1 yılını yaşadım. arkadaşlıklarım, hayattan aldığım haz, tekrar olamayacağım kadar elde ettiğim mutluluk.

bugüne kadar çok aşk acısı çektim. her seferinde ben terk edildim. hep ya bir başkası oldu ya da sevilmedim. son deneyimim benim bütün enerjimi, inancımı, her şeyimi aldı elimden. yaptığım asistanlığın sonuna doğru başladığım bir ilişki. ilk başta çok sevmedim ama araya mesafe girince ters tepti ve daha çok bağlandım. tam birlikte olabilmenin yolunu bulmuşken yaşadığımız dev hayal kırıklıkları beni ona hasta boyutunda bağlarken onu benden vazgeçirdi. sonuç olarak ben başardım, her şeyi bir kenara bırakıp deyim yerindeyse yeniden, sıfırdan bir hayata başladım onun olduğu ülkede, şehirde ama o benden çoktan vazgeçti. geçtiğimiz 1 ay boyunca aşağılandım, hakarete uğradım, bile bile hayal kırıklığına uğratıldım - gel görüşelim diyip son yarım saat kala ben vazgeçtim demesi mesela - ve bunlar beni artık içinde bulunduğum bu noktaya getirdi.

konu gönül işi değil, ama bu bahsettiğim gönül işi aslında bir aydınlanma yaşamamı sağladı belki de.

bahsettiğim gibi, bugüne kadar dolu dolu bir hayat yaşadım, mutluluklarım üzültülerimi hep gölgede bıraktı, hayattan hep zevk aldım. ama şimdi düşününce bir daha asla o kadar mutlu olamayacağımı görüyorum. yaşayabileceğim her şeyi yaşadım, tükettim belki de. zaten zamanla etrafımdaki bütün arkadaşlarımı yitirdim, kimseyle iletişimim kalmadı. yeni kurmaya çalıştığım arkadaşlıklar yüzeysellikten öteye gidemiyor, bir süre sonra onlar da yok oluyor. hobi edinsem, burda verdiğim hayatta kalma mücadelesinden dolayı ona da vaktim yok. kendime ayıracağım vaktim yok. o kişi için kalkıp buraya geldim, burda canımı dişime takıp yemek yemeye vaktim olmadan köle gibi çalışıyorum ama karşılığında hep acı çekiyorum. bu sadece aşk acısı değil, artık fiziksel olarak da kalbimin ve ciğerlerimin acıdığını hissediyorum. arada kendi kendime konuşuyorum, gecenin 3ünde sokağa çıkıp bir köşeye oturup sabaha kadar ağlıyorum. sokakta gördüğünüz o aklını yitirmiş kişilerin yaptığı her şeyi yapıyorum belki de.

neyse, düşününce gerçekten de ben bir daha geçmişteki gibi mutlu olamayacaksam, hep o mutluluğun özlemini çekeceksem, mutsuz bi hayat yaşayacaksam buna ne gerek var? şu an ne için yaşıyorum, sadece annem için, ailem için. eğer onlar olmasaydı aylardır aklımda olan bu düşünceyi çoktan gerçekleştirirdim ama annemi o kadar üzemem. bu yüzden ona yaşadığım hayatı hep farklı şekilde lanse ediyorum. hep çok mutlu, çok güzel bir ortamım olduğunu söylüyorum ama ben tek başımayım. ortamım yok, arkadaşım yok. hayattan zevk almayı geçtim, uyanık kaldığım her dakika aklımda hep bunlar, çektiğim acılar, bundan sonrasının nasıl olacağı, geleceği görmek istememem var.

bu duyuruyu niye yazdım bilmiyorum. az önce mehmet pişkin'in intiharıyla ilgili entryleri okudum, notlarını okudum, sonrasında buraya geldim.

hepinize mutlu yıllar.
0
onekey
(02.01.15)
Önce afrikadaki açlıktan kırılan çocukları düşün, sokakta yatanlari düşün.

Sonra montla sıç

Sonra da uyu
0
empedokles
(02.01.15)
Bak bacım insanlar bunlara intihar etmek isteselerdi şuan hiç birimiz yaşamıyor olurduk.

Siktir et yahu, at kafandan bu kadar basit, siktir et, bi de empodeklesin yazdıklarını düşün.
0
yatagants
(02.01.15)
Acını küçümsemiyorum yanlış anlama; Ancak kendim de ne zaman böyle düşünsem kendime ''insanların çocukları bile ölüyor ancak bi şekilde yaşamaya devam edebiliyorlar'' diyorum. Kimse ömrü boyunca mutsuz kalmıyor ki. Sen de kalmayacaksın. Belki uzun bi süre böyle hissedebilirsin, ama geçiyor elbet.

İntihar et ya da etme diyemem, hayat senin, bunlar hep senin tercihin. Ancak sebebi senin hayattan vazgeçmeni gerektircek kadar ağır değil inan. Kimse yaşamadan bilemez elbet. Ben de bilemem. Ben ki böyle şeyler yaşamadığım halde yaşamak istemiyorum. Ancak hayatın sana neler getireceğini bilemezsin. ''Bir daha asla mutlu olamam'' diye peşin hüküm vermemelisin.
0
shejia
(02.01.15)
yazman iyi olmuş.muhtemelen burada söylenecekler içini rahatlatmayacaktır uzun vadede. nacizane tavsiyem biraz iç dünyandan reel dünyaya dönmen. aşklar, ayrılıklar, hayatın bir yerden sonra anlamsız gelmesi, istediklerini vermemesi, derin düşüncelere dalman oldukça normal, belkide her insanın hayatında yaşayabileceği şeyler fakat bunlara çözüm olarak intiharı düşünmen pek doğru gibi gelmiyor bana.

arkadaş edinmekte zorluk çektiğin de belli keza bu depresif hallerinle daha da zor olabilir yeni arkadaş edinmek. tavsiyem kafanı tüm bunlardan uzaklaştıracak şeyler yapman. imkan dahilindeyse seyahat etmek ilaç gibi gelebilir.
0
Xx2HoT4uxX
(02.01.15)
Bir tanıdığımızın oğlu var. Iyi düzgün bir insan. Üniversite sınavını Kazandı güzel bir bölüm okuyacak.
Zeki bir çocuk ama en önemlisi karakteri güzel. Büyük ihtimal sevdiği bir hatunda vardır.

İşte bu arkadaş bir gün bayıldı.
Hastahaneye gittiler.
Beynimde tümör varmış ceviz kadar.
Ölecekmiş 6 ay civarı Ömrü var dedi doktor.
Bu 4 ay evveldi.

Çocuk yaklaşık 2 ay içinde ölecek.
Dert var dert var.
0
efrasiyab87
(02.01.15)
Bidaha mutlu olamicam ne yaa? Olacaksin tabi ki. Aa unutmicaksin o guzel gunleri ama onlarla yasamayi ogreneceksin. Dusunsene ne kadar sansli oldugunu! Kac insan yasamistir senin yasadigin hazlari. Aydinlaalnmak da cok guzel. E devam.
0
aeroflot
(02.01.15)
Sen,her ne kadar kalbin kırılmış olursa olsun,nasıl Can'ın yanıyorsa da..uyanabilligin her sabah bizim göremediğimiz kadar güzelsin. Aynı şehleri,benzerini ben de yaşıyoruz çoğumuzda. Mazeret degil ama. Şuan yatağımda bi kadın olsa da ona sarılıp uyuyabilsem keşke. Ölünür de tabii. Yaşarken bile. Ama hala ölmedin ve mümkün olduğu kadar ölme.yıllardır aynı kadını sevdim ben mesela,uğramadığım ihanet kalmadı. Sonra boşverdim. Yani diyeceğim o ki Şekerim. Ya gel bi sandalye Çek, ayda bu gece güzel uykular sana..
0
kokhucre
(02.01.15)
herşeyi anlarım. ama 25 yaşında olup herieyi gördüm geçirdim diye düşünmek aptallıktır, ergenliktir vsdir. bunu anlamam.

bak ben 27 yaşşındayım. 5 yaşında annemle babam ayrıldı. kız kardeşim de 3 yaşındaydı. kız kardeşimle diyalogum, sokakta yol soran bir insanla gireceğim diyalogdan daha samimi değil. beni babam büyüttü. üvey annem öz annemin yapmayacaklarını yaptı bana. hakkını öldeyemem. ama filmlerdeki kötü üvey annelikleri de yaptı yıllar geçtikçe farkettim bunları. 5 yaşımdan ilk üni deneyimim olan 18 yaşıma kadar babannem mi bakmadı, halam mı bakmadı, tekrar öz annemin yanına mı gitmedim... saçma sapan düzensiz bir hayat. ama babam hep başımdaydı. hayatımdaki tek adam. sokakta da kaldım. günlerce aç da yattım. ve daha anlatmamım lüzumu olmayan birçok iğrenç deneyim...

yaşadığım zorlukları asla "off benim yaşadıklarımı kimse yaşamamıştır" diye değerlendirmedim. böyle düşünmenin çok aptalca oldugunu farkettim yıllar önce. evet yaşadıklarım çok çok boktandı. yıllarıma mal oldu. 27 yaşındayım hala bir düzenim yok. okulu bitiremedim vs. daha bir sürü şey. ama bunlar benim dertlerim. bana büyük. senin dertlerin de sana büyük. senin yaşadıklarının, sende yarattığı tahribatı hiç kimse senden iyi anlayamaz, senin gibi hissedemez. ama bil ki ne hayatlar var, ne insanlar var.

bildiğim bir şey var. her insan hayatında mutlaka bir kez de olsa dibi görüyor. kimisi 25 inde görürür. kimisi 40 ında. kimisi 15 inde görür. 35 inde tekrar görür. benim tabirimle şu an sen de dibi görmüş bir insansın. ben de gördüm bir kere. inanılmaz bir çaresizlikti. etrafımda buna benzer bir sürü örnek var.

ilişkiler... daha önce burada yazmıştım. kız arkadaşım sebepsizce, daha doğrusu kendince mantıksız sebeplerden ayrıldı benden. ilk ciddi ve içten sevdiğim kişiydi. birçok şeyi onunla yaşadım. ayrıldıktan sonra bana öyle şeyler söylediki... parasızlığıma laf söylemesi falan basit kalır. erkekliğimle bile dalga geçti düşün artık :)

zaten yapalnız olan ben dımdızlak kaldım. hala ağlarım düşününce ama toparladım biraz.

hayatta bir amacın yok sanabilirsin ama hayattaki amacın hayattta kalmaktır. içgüdüsel olarak.

sen şu anda çok boktan bi durumdasın evet. diptesin. bir kişi için düzenin değiştirmişsin. başka bir yere yerleşmişsin vs. bak gerçekten çok boktan. ama intihar etmek nedir :) başına neler gelen kadınlar/kızlar tanıyorum. bu insanlar bile intihar etmediler. sen diptesin ve düşmüşsün. önce ayağa kalkacaksın. sonrada bir çıkış yolu arayacaksın. bir merdiven,bir ip bulacaksın kendine ve ufak ufak çıkmaya başlayacaksın. bu çıkış hemen olmayacak. aylar geçecek. zaman zaman önün yine tıkanacak. ama devam edeceksin. ve aylar geçtikçe normale döneceksin.

yukarı çıkana kadar geçen süre ise senin depresyonun olacak,bunalımların olacak,ağlaman zırlaman olacak. her bir basamakta azalarak devam edecek bunlar. yani acını yaşayarak yüzeye çıkacaksın.

aboov amma yazmışım ya. kim okuyacak bunu acaba :D okursun umarım :)
0
mahone
(02.01.15)
ozet gecseydin iyi olurdu
0
partizan
(02.01.15)
Bu günleri atlatırsanız bundan sonra bu derece sıkıntı yaşamazsınız diye tahmin ediyorum,bağışıklık kazanmış olacaksınız çünkü.. Bir de bir çok insan böyle şeyler yaşıyor, yalnız olmadığınızı düşünün rahatlatır belki..

Çözüm odaklı olmalısınız, şu anki sorunu nasıl çözerim diye düşünün. Benim başıma benzer şeyler ikinci sınıftayken gelmişti, açlıktan ölmeme rağmen yemek bile yiyemiyordum. Sonra kendimi derslere verdim baya baya inek oldum aynı zamanda boş vakitlerimde akıcı, zihni perl yormayan Romanlar okudum ve atlattım o süreci.siz de enerjinizi bir yere odaklayın kendinizi yorun. Yorgunluk çoğu zaman mutluluktur.
0
sen olmayan cocuk benim
(02.01.15)
ben böyle hissettiğim zamanlarda dünyanın ne kadar büyük olduğunu, ne kadar farklı insan ne kadar farklı dert olduğunu bana anımsatıcak şeyler yapıyorum.kamboçyayla ilgili bi belgesel izliyorum mesela, bereket tv'de arıcılıkla ilgili programa bakıyorum, esra eroldaki insanların dertlerini dinliyorum bana iyi geliyo.

ama sonuç olarak yalnızlık çok kötü.başka bi ülkedesin ve yalnızsın.bunu değiştirecek bişeyler yapsan aşk acısına takıntılı olmıycaksın bence.bide en önemlisi kendine değer vermek, o kadar vermek ki bütün dünya seni istemese yaşamayı istiyecek kadar sevmek kendini.
0
lampetia
(02.01.15)
kolay pes ediyorum diyosan öldür kendini. sen de kurtul senin derdini dinlemek zorunda kalanlar da kurtulsun. acı çekmişte bır bır bır.

yav he he. her şeyi adam gibi düşünmeden tartmadan karar alıyosun, işler istemediğin gibi de ay ben çok şey gördüm köle oldum ağlıyorum. bu eleman beni siklemezse ben naparım lan diye düşünseydin kuzum. çok mu pembeydi? köle gibi çalışıyorum, hobiyi kafam kaldırmaz, vaktim yok tırıvırı. sen acı çekmeyi hobi olarak almışsın kendine, böyle devam.

çünkü geri dönmek diye bi seçenek yok? o kadar yurt dışı tecrüben varmış, burda daha makul çalışma şartlarında daha düzgün bir şansı bulma ihtimalin zaten yok. arkadaş çevresi yüzeyselmiş de bilmem ne. ya ne de ego varmış amk hepinizde. bi' siz insansınız da, diğer insanlar diz boyundan öteye geçemiyor.

he yav he he. öldür kendini.
0
blackjackdavey
(02.01.15)
Oldum olası şu intihar içerikli yazıları yazanlara kıl oluyorum. Moda gibi bi sey oldu artık. Gerçekten yardıma ihtiyacı olanlar da var bence ve arada kaynıyor gidiyor ya da hiç ortaya cikmiyor bile. Hem Sözlükte hem de başka mecralarda böyle bu.

Derdin de dert değilmiş kusura bakma. Allah şaşırtmasın ve başka dert vermesin.
0
sansli pipi
(02.01.15)
Afedersiniz ama ben o mehmet pişkin in aq.Sende az çeki düzen ver kendine.Ezik ezik konuşma.İntihar etmeyi düşünmek bile çok büyük acizliktir.tek mutsuz olan sen değilsin.herkesin var derdi. Bir de aşk acısı falan serpiştirmişsin yazına.O da sana özel bi durum değil. Bazen s.ktir çekmeyi bilmek lazım.
0
nickimi yermisin
(02.01.15)
muhtemelen ağır bir depresyon geçiriyorsun. klasik olacak belki ama bi profesyonel yardım alsan iyi gelebilir.

yapabilecek durumdaysan, bırak herşeyi dön ailenin yanına. bi toparlanma süreci geçir, eski arkadşlarınla buluş, kafanı bi topla. kendini dinlemeyi de, kendine acımayı da bırak.

dert var, dert var demiş efrasiyab, doğru demiş. herkesin derdi kendine büyük, ben yaşadıklarımı anlatmayayım hiç. anlatamam da gerçi işte neyse. ama dediği şey de doğru da sen bunu görebilecek kafada değilsin sanki şu ara.

geçicek hepsi, biraz çaba ve destek lazım sadece.

ve tekrardan da mutlu olacaksın. aynısını bekleme, şey gibi düşün, lezzetli süper bi pasta yedin ve bi daha o pastadan yok. bu sefer de süper bi baklava gelecek önüne, pasta değil bu seferki ama baklava da nefis. bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi saçma mı oldu ama bulabildiğim en iyi örnek de bu oldu.
0
physcos physcos
(02.01.15)
kendine çok yüklenmişsin ve artık ruhun diyor ki: kurtar beni.
ne zaman gereğinden fazla fedakarlık etsek, ne zaman kalbimiz çok kırılsa vs. ruh hep aynı çığlığı atıyor: kurtar beni.
kendine vakit ayırmadığın sürece ruhunun o çığlığı dinmeyecek. haberin olsun.
ya canını kurtaracaksın ya da 'geçim' hayatını.
ya bulduğun boş vakitte mehmet pişkin'in entrylerini okuyacaksın ya da gerçek hayatında güzel kitaplar okuyacaksın. kendini mutlu edeceksin.
gerçekten herşey bir seçim.
mazo'ya bağlama lütfen. dolu dolu yaşamış olabilirsin ama hala yaşanmamışlıkların çok var. hala dünyanın gezilmemiş yerleri, hayatın alınmamış dersleri var. yaşamadığın mutluluklar adına şimdiden konuşmak yersiz ve çocukça.
şimdi kendini güzelce silkele, derin bir nefes al, nefesine odaklan, keep calm and carry on!
0
dessy
(02.01.15)
bir daha asla o kadar mutlu olamayacağını mı düşünüyorsun?
ben ise her yeni günün en az bir gün önceki kadar mutlu geçeceği garantisinin olduğunu düşünmüyorum.

25 yaşında bir insan olarak geleceğe bu denli net bir projeksiyon açmadan önce bir nefes al ve olaylara dışarıdan bak lütfen.
gelecekte seni mutlu edecek şey insanlar değil yine sensin. bu sebeple mutluluğu başkasından beklemek yerine kendi içinde ara derim. ha başkaları mutlulukları ile beraber yine de gelir hoş gelir. ama gittiklerinde geriye kalan şey onun mutsuzluğu olmaz.

sen sana yetersin ve hayat herşeyiyle güzel.
ve hiç kimse senin içindeki kudretten daha kudretli ve senden daha değerli değil.
0
velhasilkelam
(02.01.15)
Simdi hayatinda ihtimaller var. Bundan sonrasi daha guzel de olabilir, simdiki hayatini ozletecek kadar kotu de olabilir. Fakat intihar edersen, senin icin hicbir ihtimal kalmayacak. Hicbir sey icin sansin olmayacak. Mutlu olmak bir ihtimaldir. Bunu kendi elinden alacak misin yani?

Peki ardinda kalanlar? Onlara hissettirecegin acizlik duygusu? Hayatlari boyunca gorememisiz cektiklerini diye kendilerini suclayacaklar. Sirf sen ask hayatim istedigim gibi gitmiyor, arkadasim yok diyerek olme tercihinde bulunacaksin diye o insanlarin kalan hayatini mahvetmeye ne hakkin var?

Kendini oldurmeyi dusunecegine neden arkadas edinemedine, neden iliskilerinin yurumedigine yogunlas. Otur bir dusun. Kendine torpil gecmeden don bir bak kendine. Bu kadar olumsuzluk yasadiysan eger tek sorumlu karsina cikan insnalar olamaz. Belki daha kendini tanimadigin icin kendine gore olan insanlari fark edemiyorsun? Kendini tani ve kendine bir sans ver.

Bir de profesyonel destek al.
0
vesna
(02.01.15)
öncelikle kendini fiziksel korumaya al. bu dönem bir şekilde geçecek, bundan emin ol. sonraya bir şeyler kalmasın. immunks'e başla hemen. bu fiziksel sağlığına gelebilecek zararlardan korunmana yardımcı olur. bağışıklık sistemini kollar.

şimdi sorununa bakalım:

şu anda yaşadığın durumu şöyle düşün. spor yapınca kaslarımız ağrır biliyorsun. nereye yüklendiysek o bölge ağrır, normal hareketlerimizi yapamaz hale geliriz. sonra o ağrı geçer daha kuvvetlenmiş kaslarla devam ederiz. ağrıyı yapan liflerdeki mikro yırtılmalardır. vücut burada bir durum var bir şeyler oluyor çalışıyorum ben bu bölgeye fazla yüklenme der yani ağrı yapar. o ağrıyı hiç sevmeyiz nefret ederiz ama gereklidir işte. ağrı olmasa o bölgeye çalışmaya devam eder, mikro yırtıkların tedavisini beklemeden makroya çevirebiliriz demi.

işte sen de ağrını bu yönden sev, sana faydalı olacak. üstüne gitme, bekle yaralar iyileşsin. daha kuvvetli olacaksın.


edit: cevabımı editlemek zorunda kaldım. çünkü benden sonra yazan bir arkadaş (mea) benim de değindiğim bir kaç konuyu ele alıp gereksiz yere fazla yüklenmiş. benim amacım biraz başka yönden bakmanı sağlamaktı. üzüldüm açıkçası ve bazı kısımları çıkarmanın uygun olacağına karar verdim.

şu anda hassas bir dönemdesin. lütfen aklı selim önerilere kulak ver. hepimiz sıkıntılar yaşadık. yaşamayan yoktur. herkesin derdi sıkıntısı o anda kendine büyük geliyor. geçince bazen ne küçükmüş diyoruz bazen de iyi altından kalktım bunun deyip kendimize aferin çekiyoruz.

onekey, anladığım kadarıyla azimli bir yapın var. azim çok iyi bir özellik. en iyilerinden. azmini lehine çevir, azmet ve bu sıkıntıyı hemen hallediyorum artık beni üzmeyecek diye karar ver. karar verirsen yapacaksın biliyorsun.

bizi de habersiz bırakma olur mu? biz buradayız, hemen camın ardındayız.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.15)
Konusacak birini aradiginda bana mesaj atabilirsin.
0
damdanakan
(02.01.15)
Bacım benim yaş 43. Ben yaşamaya 35'imden sonra başladım, ondan öncesi izbe, karanlık, korku filmi.
Az bi sakin ol, bi ayakların yere bassın, kendine güven biraz. 26 ne yaa?
Ne biliyon bi daha mutlu olamayacağını? Elinde sözleşme falan mı var? Haa içimden bir ses öyle diyor diyorsan, eğer o seslere göre yaşasaydık ovvv, hepimiz ölmüştük çoktan.
Mutluluktan kusacak raddeye geldiğin günlerde hatırlarsın bu sözlerimi :)
0
bilinmez bilinmez
(02.01.15)
bu yazılanlar nasıl ciddi olur beynim almıyor. hep trollediğinizi düşünüyorum. kusura bakmayın.

45 yaşında birisi olarak ben de vücudumun değişik yerleri ile gülüyorum 26 yaşındayım, her şeyi yaşadım, çok deneyimim oldu. aşık oldum, aşk acısı çektim, en büyük aşkı ben yaşadım, bir daha böyle mutlu olamam falan filan.

arkadaşım şu yazdıklarını var ya sözlüğe "ergen" zihniyetinin tanımı olarak altın harflerle yazılabilir.

bir tane danyal denyoyla uyduruk bir aşk yaşamışsınız da ayrılmışsınız diye (kusura bakmayın ama öyle) yok intihar edecekmişsiniz, yok Mehmet pişköööön çok haklıymış filan.

kalbi, ciğerleri ağrıyormuş. el kadar çocukları ellerinin arasında hastalıktan, parasızlıktan, imkansızlıktan ölen anne babaların neresi ağrıyacak acaba? çünkü sen onlara ağrıyacak yer bırakmadın.

ortamım yok, arkadaşım yok. yoksa bul, buluştur, yap, yarat. hani sen 26 yaşında dağları devirmiş, yok efendim her bi şeyi yaşamış, tecrübelerin adamısın ya. sana bunlar vız gelip tırıs gitmesi lazım. ama yok sen Mehmet pişköön gibi kameranın karşısında şarabını içip caz dinleyip hava atmayı seversin.

kusura bakmayın ama intihar duyurusu açmazsa ilgisizlikten ölecek hastalığına yakalanmışsınız. ikinci önemli hastalığınız ergenlik.

Allah sizin layığınızı versin diyorum. ki biliyorum ki verecek. hayat öyle bir şey ki insanı yerden yere çarpıyor. özellikle en büyük konuştuğu, en güvendiği yerden, kınadığı, küçümsediği, alay ettiği şeylerden vuruyor. sen sonra o böbürlendiğin tecrübelerin sadece ergenliğin dorukları tecrübesi olduğunu görüyorsun.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
yuh.
herkesin yaşadığı kendine. bunun yaşla alakası yok ki. karşımızda 16 yaşında biri yok. 26 yaşında gayet artık kendini bilme yolunda olan biri var.
hissettiklerini yazmış. kaldı ki 16 yaşında olup intihar eden de çok var.
internet üzerinden neyin ilgisi?
olay yaşla alakalı olsaydı 45 yaşında biri olarak bu arkadaşımıza daha anaç, daha anlayışlı, daha duyarlı bir biçimde yaklaşırdınız.
lütfen hiçbirimiz başkalarının yaşadığı şeyleri kendi hayat tecrübelerimizle değerlendirmeliyim. 'yardım arayan' insanlara daha çok zarar vermiş oluruz. bu platformda yanlış hatırlamıyorsam yine aynı yaşta başka bir arkadaş intihar etmişti bikaç sene önce. kimsenin duyguları ve yaşadıklarını küçümsemek haddimiz değil.
0
dessy
(02.01.15)
@dessy hiç de anaç, şefkatli davranmak zorunda değiliz. bunlar şımarıklık. çok hafif yazdım ben.

şefkat gerekiyorsa kaç tane arkadaş şefkat göstermiş. onlara tutunsun.

insanlar neler çekiyor. kimse de bir yerlere çiğerim ağrıyor, böbreğim ağrıyor, benim aşkım en büyüktü, siz anlayamazsınız yazmıyor.

eğer çektiklerimizi, aşklarımızın büyüklüğünü, yediğimiz kazıkları büyüklüğünü, yaşadığımız depresyonun büyüklüğünü yazıp yarıştırsaydık inan siz şımarıklardan çok daha havalı hikayelerimiz olduğunu görürdünüz.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
siz derken?

illa acıyı ve mutlulukları büyüklüğe göre mi ölçer olduk? eğer öyle olduysa karar mercisi kime ait? veya bu dünyayı kurtaracak, yok edecek, dünya'da herşeyi görmüş geçirmiş olmak adına bir şeyler mi yapıldı da haberim yok?

elbette tepki kararı size ait. ama olayın yaşla ilgili olmadığını bir kez daha görmüş bulunduk.

zira 2 yaşında tecavüze uğramış bir çocuğun yaşayacağı şeyler ile 45 yaşında olmanıza rağmen sizin yaşadıklarınız arasında dağlar kadar büyük travmatikler var. büyüklük yaşta değil, insanları her haliyle kucaklayabilmekte. bazen öyle boktan şeyler hissediyoruz ki, internet ortamında hiç görmediğimiz insanların iyi sözlerine ihtiyaç duyuyoruz. bunu yapmak istemiyorsanız bari o kişinin daha boktan hissetmesine sebep olmayın. o yol çok daha kolay çünkü.
0
dessy
(02.01.15)
hayat tecrübesi olan olgun bir insan 26 yaşında her şeyi yaşadığını iddia etmez. yaşadığı aşkın en büyük aşk olduğunu, bir daha hiç mutlu olamayacağını iddia etmez. bir tane aşk yüzünden intihar etmekten söz etmez.

tecrübeli insan duyuruda yazılan uyduruk laflardan teselli aramaz. burada yazılanlar boş boş laflar.

kimse benim burada yazdığım iki satırla intihar edecek değil. abartmayalım lütfen. ben kimseye intihar etmesini söylemiyorum ki ayrıca. nereden çıkartıyorsunuz.

diyorum ki bunlar o kadar basit ve saçma dertler ki hepimiz yaşadık. gelip geçiyor. sokaklarda ağlamak filan çok klişe şeyler. hem de ne için? Ahmet terk etmiş, onunla görüşmek istememiş.

tecrübeli olgun insan hayata deli gibi tutunur, sürünerek ilerler, kendine Mehmet pişkin gibi partilerden sıkıldığı için intihar eden bir insanı değil de zorlukların içinde tırnakları ile kazıya kazıya bir şeyler başarmış insanları örnek alır.

bütün bunlardan senin 45 yaşında tecrüben yok asıl 26 yaşındaki adam tecrübeli diye bir çıkarım yapmanız çok komik oluyor.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
mea, aşık olduysan sen de aynı duyguları bir kadın olarak hissedip anlamış olman gerekiyor. aşkta acı olduğu zaman hep bir daha eskisi gibi olamayacağımızı, bir daha aşık olamayacağımızı düşünmez miyiz? senin dışavurum şeklinle, x kişisinin dışarıvurum şekli çok farklı olabilir. hepimiz farklıyız, farklı renklere sahibiz.

işte o yüzden sen 45 yaşına kadar gelebiliyorken 15 yaşında bile intihar edenler oluyor, görüyoruz neredeyse her gün haberlerde. hayat işte böyle bir şey. önemli olan düşene el uzatmasak bile onu anlayabilmek. anlayamıyorsak da susmak. susmak bazen güzel cevaptır, biliyorsun.

ben genel olarak senin cevaplarında hep bir aksilik, hep bir gerginlik görüyorum. bunu seni kötülemek amacıyla söylemiyorum. bunu hissettiğim için söylüyorum. kabul et, etme. fark etmez. ama düşene de bu şekilde vurmak madem 45 yaşındasınız, bence yakışmadı.

ki sen dediğin gibi bunlar gelip geçer mesajını vermiyorsun, şöyle diyorsun: "kusura bakmayın ama intihar duyurusu açmazsa ilgisizlikten ölecek hastalığına yakalanmışsınız. ikinci önemli hastalığınız ergenlik."

ben sadece senin yaşadığın hayat ile başka birinin yaşadığı şeyleri kendi deneyimlerle ölçmemen gerektiğini söylüyorum.

hayır, fikir vermek istiyorsun, bari arkadaşa bir iki öneri ver hayat tecrübenle, birileri faydalansın, yararını görsün. bak 'hayat aklini konusacak bir filozof uret' senden daha büyük, poposuyla güldüğünü iletmiş ama yine de uzun uzun önerilerini yazmış.

neyse, hayat senin. dediğim gibi istediğin tepkiyi vermekte elbette haklısın ama kimin acısı ve yaşanmışlıkları büyük, buna karar verecek merci sen değilsin.

he, dediğin gibi olgunlaşmamış birinden böylesine olgunlaşmamış bir içerik okuduysan da cevap vermeye tenezzül etmezsin olur biter.
0
dessy
(02.01.15)
ayrıca böyle arabesk edebiyat yapılacağına, internet üzerinde kavgalar yapılacağına yapılması gereken bir doktora gidip tedavi olmaktır. psikiyatri ve psikoloji bilimi bunun için var. farmakoloji bunun için var.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
gerçekten bu kadar laf salatası yeter. kimseye canım cicimli davranmak zorunda değilim.

kendi tecrübelerimi de yazıp kendimi acındırıp, haklı çıkartmak gibi bir amacım yok.

doktora gitmeyip, ilaç almayı erteleyip depresyonu yaşamayı seçme en kötü seçim. depresyonun derinliklerine kimse girmemeli. çünkü girer ve deneyimlerseniz sıkıntılı bir anınızda daha önceden kendi yarattığınız o sıkıntılı yere geri dönmeniz an meselesi.

kimseye ters davranmıyorum, genellikle pozitif ve yapıcı yazıyorum. ancak bu gibi durumlarda uzuuuuun uzuuuun açıklamalı açıklamalı yazdıktan sonra ay benim kalbim, ay benim aşk ağrım diye devam ediyor arkadaşlar. o zaman da böyle yazıyorum.

arada derede sert yazdığım bir yazıya rastlayıp da böyle yapmamalısın, çok ayıp, kaç yaşına gelmişsin, böyle davranmalısın diyenler de çok garip.

tek bildiğim bir şey bilmediğimdir demiş filozof aynen böyle hissediyorum. ancak kimseyi pohpohlamanın bir faydası olacağını sanmıyorum.

doktora gidin. gerekirse ilaç alın. ki gece yarısı sokaklarda ağlamalar filan sizin gerçekten ihtiyacınız var.

çok uzun uzun şefkatli şeyler yazılabilir. buna ne gerek var? kitapçılarda binlerce kişisel gelişim kitabı var. bunlarda çok güzel şeyler yazıyor. sokakta ağlayacağınız bunları alın okuyun. bin kat faydalıdır.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
Back to topic: Onekey, harika ama harika bir yaştasın. acılarınla, mutluluklarınla tadını çıkarmaya bak. ve büyüklük taslayanlara kulaklarını tıka. herkes elbette sana el uzatmayacak ama köstek olmak isteyenler de elbette çıkacaktır. işte sen onlara gözlerini kapayarak başla.

edit: krem peynir +1
0
dessy
(02.01.15)
"diyorum ki bunlar o kadar basit ve saçma dertler ki hepimiz yaşadık. gelip geçiyor. sokaklarda ağlamak filan çok klişe şeyler."

cevap verirken baya kararsız kaldım yahu.

yani başlık sahibi yukardaki cümleyi sağlıklı şekilde kendiliğinden kavrayamadığı için bu başlığı açmış zaten. ortada böyle bir sıkıntı var. senin, benim gibi düşünebilse zaten intiharı da aklından geçirmez. sorunu olayları bizim gibi algılayamıyor oluşu. bunu sağlamak adına da destek beklemiş sanki bu duyuruda. bu yüzden burada sarf edilecek her cümlenin, sana çok basit gelse dahi, kendisi için önemi var. yani ortada yaşla, tecrübeyle alakalı bir durum yok. kişinin yaşadıklarına kendince yüklediği anlamlardan dolayı girdiği boşluktan bahsetmemiz daha doğru olacaktır. seni bu kadar buhrana sürükleyen yaşadıklarından çok o yaşadıklarına yüklediğin anlam sonuçta. sen, ben ya da bir başkası yaşadıklarına yüklediği o farklı anlam neticesinde ayağa kalkıp hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor. bunu beceremeyenler ise bir şekilde bu beceriye kavuşmak adına belli birtakım araçlara başvurabiliyor. mesela bunlardan biri: en.wikipedia.org

ancak diğer yandan, bu şekilde sert ve gerçekçi bir çıkış olumlu etki de yaratabilir aslında. beklemediği bir şeydir büyük ihtimalle sonuçta. dessy'nin yazdığı çoğu şeye katılsam da bu sert yaklaşımı köstek olarak da görmüyorum esasında. karşındakinin sorununu küçümsediğini ona en sert biçimde belirtmen olumlu etki yapamaz mı? soruyorum yani, bilmediğimden.
0
soso
(02.01.15)
söz hakkı doğdu, çekilin ben geldim :P

soso, çok haklısın. bence yapar. ama genelde o silkelemeyi, o tokadı yakınlarımızdan beklemez miyiz? tokat atarak silkelemek, o kişiye gerçekleri fark ettirmek farklı, yaşananları yaşa bağlayarak o kişiyi tanımadan bilmeden yargılamak ve o kişiye ergenlik yaftası yapıştırmak çok farklı. ben ikincisini kasti olmasa bile köstek olarak görüyorum.
0
dessy
(02.01.15)
bence dışardan, seni tanımayan, hatta ne yaşadığını da bilmeyen birisinin sırf olayları özetleyen birkaç cümleden yola çıkarak sorununla ilgili tespitler yapması senin olaya objektif yaklaşmanı da sağlayabilir. yani dışardan kendisini küçümseyen kişi onun sorunlarına herhangi bir anlam katmadan yaklaşıyor. hatta üzerine yaşını da ekleyip daha da çarpıcı hale getiriyor. bilmiyorum ki kararsız kaldım ben de. hep kararsızımdır zaten, bu da benim kötü bir huyum.
0
soso
(02.01.15)
şefkatli yazılara devam edelim bari:

1) kesinlikle ve kesinlikle Mehmet Pişkin'in videosunu ve hakkında yazılanları okumayın. neden çünkü (bkz: werther effect) denilen bir şey var. (bunu olaydan sonra defalarca yazdım. defalarca linkler verdim.

2) Mehmet pişkin den etkilenmek çok kolay. adam yakışıklı, sesi mikrofonik, toplumdaki bir çok norma göre başarılı, ağzı çok iyi laf yapıyor, iletişim alanında çalışıyor, tanıtım ve reklam, yani satış yapıyor. elindeki fikri satmanın profesyonel yollarının uzmanı. o intihar notu üzerinde kim bilir kaç aydır hatta yıllardır çalışıyor. o videonun başarılı olma sebepleri bunlar. aman aman çok dikkat.

3) ağır depresyonda iseniz beyin kimyanız değişiyor. ve beyninizde bazı fikirler sabitleniyor. bunlar sabahtan akşama otomatik dönüyor kafanızda. intihar etmeliyim sözü kafanıza takılmışsa çıkartamazsınız. ne kendinizin, ne de duyuru gibi ortamlardaki telkinlerin hiç bir faydası olmaz.

beyin kimyanızı düzeltmek için ilaçlar var. ancak ve ancak bu ilaçlar sizi iyileştirebilir. yoksa Mehmet pişkin gibi artık bu beyninizde dönen fikirleri durdurmak için intihar edersiniz.

4) depresyonu yaşa, dibine kadar yaşa dostum diyenleri kesinlikle dinleme. bunun kadar iğrenç bir şey yok. bazı şeyleri hiç yaşamamış olmak gerekiyor. o yaşanılan şeyler insanda çok derin izler bırakıyor. üzerinden yıllar geçse de herşey güllük gülistanlık olsa da o derin izler hep içinizi yakıyor.

işte kalp ağrısı, ciğer ağrısı o zaman hissediliyor. iyi şeyler yaşamak varken neden saçma sapan bir insan, bir iş, bir sıkıntı için ağır depresyonları yaşadım, yıllarımı çürüttüm diyor insan.

o yüzden bir an önce doktora gidin.

5) gittiğiniz doktor ilgisizse, sizinle uyumlu değilse, yardımını göremiyorsanız, ilaçların faydası yoksa, yan etkileri çoksa sakın tedaviyi bırakmayın. size uygun bir doktor ve ilaç bulana kadar devam edin.

ilaçlara gelince antidepresan ve antipsikotik ilaçlar 15-20 günde etki etmeye başlar. bu süre zarfında sabır etmeniz gerekir. ilaçların ilk 1-2 haftada bazı fiziksel etkileri de olabilir. bunlar geçecektir. sabredin.

6)her şey alışkanlıklarladır. insanoğlu ortalama 15-20 gün bir davranış üzerinde sabır-sebat gösterirse alışkanlık kazanır. neye alışmışsak onu isteriz. o yüzden herşeyin başlangıcı çok zordur. hayatınızı değiştirmek istiyorsanız ilk başlarda çok zor gelecektir. belki ilk günler ağlayarak başlayacaksınız bir işe. ancak alışacaksınız. alıştıktan sonra da eski hallerinizi unutacaksınız. sanki hep böyleymişsiniz gibi gelecek.

7) en son maddemiz iyimser olmayacak. bunlar da geçer, zaman herşeyin ilacıdır diye pohpohlamalar gelecek. ki ben de bir kısım yazdım. acı gerçek zaman her şeyin ilacı değil. geçiyor ama delip de geçiyor, yıkıp da geçiyor. izi kalıyor. amaç olabildiğince derinliklere dalmadan hasarsız atlatmak olmalı.

kırık kalp sendromu denilen bir şey var. aşk acısı vb durumların zamanla geçmediğini tespit etmiş doktorlar. (bilimsel kanıtı var yani)

o yüzden herşey geçecek, etraf çiçek böcek dolacak diye beklemeyin. ama mutluluğun ve aşkın çok çok daha değişik ve güzel tanımları olduğunu öğreneceksiniz, yaşayacaksınız, deneyimleyeceksiniz. ve gerçekten çoklukla gülüp geçeceksiniz bu günlerinize.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
ben de kararsızımdır hep, biz de böyle yaratılmışız, nabalım :) önemli olan zaten konuyu açan arkadaşa faydalı olabilecek şeyler yazabilmek. eksi veya artı. o da onekey'in kişiliği ile alakalı etkili olacak ya da olmayacaktır.
0
dessy
(02.01.15)
(14)

okuyacağınız romanları nası seçiyosunuz ???

00 08
ya düşündüm de ben roman alırken hiç konusunu bilmeden alıyom.bence ortalama roman okuyan biriyim ama seçme kıstasım şu :sözlükten bakıyorum "iz bırakan kitap cümleleri" başlığına.orda çok beğendiğim cümleler oluyor.onların geçtiği kitapları alıp okuyorum.tabi ben bunu farketmemiştim ama geçende bi
ya düşündüm de ben roman alırken hiç konusunu bilmeden alıyom.bence ortalama roman okuyan biriyim ama seçme kıstasım şu :sözlükten bakıyorum "iz bırakan kitap cümleleri" başlığına.orda çok beğendiğim cümleler oluyor.onların geçtiği kitapları alıp okuyorum.tabi ben bunu farketmemiştim ama geçende bi kitaba başlıcaktım.arkadaş dedi konusu ne.aha dedim bilmiyom.körlemesine alıyom.

şimdiye kadar "hoff zaman kaybı" dediğim bi kitap çok okumadım bence.ama diğer insanlar nasıl kitap seçer merak ettim ?

belki bende sizin gibi seçmeliyim bilmiyorum...

teşekkürler şimdiden..
0
00 08
(10.08.14)
Yazara göre seçiyorum.
0
ay nov kung fu
(10.08.14)
bazen kitapların arkasında (arka kapak değil) başka kitapların tanıtımları oluyor onları beğenirsem alıyorum. bazen beğendiğim bir yazarın kitabına denk gelip seçiyorum. bazen de kitap arkasındaki kendi tanıtımlarına bakarak spontane bir biçimde seçiyorum.

goodreadsden tavsiye alayım dedim, beğenmedim. kitabın arkasına bakarak bir kez virginia woolf'un "perde arası" isimli kitabını aldım. pek bir şey anlamadım. meğer son okumam gerekenlerdenmiş.
0
ron dennis
(10.08.14)
18 ve 19. yuzyil avrupasinda, rusyasinda geciyosa aliyom. tek kistasim degil ama bu yani olayim. kendim gidip goremiyom bari romandan okuyim insanlari kafasindayim. roman dandik olsa bile hikaye okur gibi okuyorum oyle.
0
pescador
(10.08.14)
Okumadıgın icin ayıplandığın kitaplar vardır ya hani, onlardan okuyorum.
Ciddi anlamda bilgi birikimi sağlayabilecek kitaplar okuyorum.
Duyuruda çok tavsiye edilen kitaplardan okuyorum.

Konu onemli degil, bu üç gruptan birine girmesi lazım.
0
kehribar
(10.08.14)
genelde referansı sağlam kitaplar arasından seçiyorum, konusunu beğendiğim ya da yazarına duyduğum meraktan o yazara ait bir kitabı vs.
0
neseranni
(10.08.14)
4 farklı şeye göre:

-yazarına göre: mesela dostoyevski'nin 3 kitabını okuyup beğendiysem diğer kitaplarını da direkt alırım. dostoyevski kitapları örnek.

-konusuna/türüne göre: mesela, ben aşk kitapları gibi bana bir şey kazandırmayacak kitaplardan uzak duruyorum. kitap için "yazar, burada çarpıcı ve realist bir şekilde xxx'i ele almış." denilmişse alıyorum. "uçurtma avıcısı" buna bir örnek.

-hakkında yapılan yorumlara göre: mesela "bu kitabı okumadan ölürseniz kaybedeceğiniz şeyler var." minavilinde, o kitabın önemini-bu noktada kitabın türünün önemi geri planda kalıyor artık-bu denli ciddi ve kuvvetli belirten yorumlar beni o kitabı almaya teşvik eder. "fahrenheit 451" buna örnek.

-kitap okumayı çok seven bir arkadaşımın önerisi üzerine: "posta kutusundaki mızıka" ve "sineklerin tanrısı" buna örnek.
0
m e b
(10.08.14)
Okuduğum kitapta illaki bir yazar ismi, bir kitap adı geçiyordur. Genelde bu şekilde seçiyorum. Yoksa sözlükten görüyorum.
0
sehpa fx350
(10.08.14)
goodreads.com bunun için biçilmiş kaftan. okuduğun kitaplara, okumak istediklerine vs göre öneriler yapabiliyor.
0
illuminatinin basindaki adam
(10.08.14)
idefix puanı
+sözlük
+goodreads
0
iste o bendim
(10.08.14)
Arka kapak özetlerine bakarak alıyorum genelde, yazarı da daha önceden okuyup beğenmişsem doğrudan alıyorum. Bir de arkadaş önerisi.
0
aychovsky
(10.08.14)
1. Yazarına göre. (Herkes gibi benim de favori yazarlarım var. Ne yazarlarsa okurum)

2. Hiç tecrübe edemeyeceğim şeyler üzerine yazılmış olmasına göre. (Mesela kadın yıllarca kadavralar üzerine çalışmış, üstüne kitap yazmış alır okurum, affetmem _Mary Roach/Kadavra_)

3. İlgi alanıma göre. (Ben sosyal psikoloji, antoropoloji, nöropazarlama vb konulara ilgi duyuyorum, bu alanda çıkan kitaplara göz atıyorum mutlaka)

4. Yayınevine göre. Mesela Timaş bana göre değildir bu yüzden vakit kaybetmem bastıklarını inceleyerek. Sevdiğim yayınevlerini takip ederim. Domingo, Ayrıntı, Metis, İletişim gibi..

*** Tavsiyelere, çok satanlara, çok okunanlara, site puanlarına göre kesinlikle kitap almam. ''8 Dakikada Kuantum Bilmecesi'' tarzı az zamanda çok bilgi vadeden kitaplara da prim vermem.
0
buzbebek
(11.08.14)
Eger rastgele bir kitap okuyacaksam goodreads. Fakat genelde okuyacagim kitap onceden okumaya karar vermis oldugum bir kitap oluyor.
0
bira sisesi kapagi
(11.08.14)
Açıyorum ilk 3-5 sayfasını okuyorum. İlgimi çeker, daha çok okuma isteği uyandırırsa alıyorum.
0
bilinmez bilinmez
(11.08.14)
bir kitabını beğendiğim bir yazarın diğer kitaplarının da tümünü okumaya çalışırım. bazen harika sonuçlar doğuruyor ve yazarları iyi tanımamı sağlıyor bu huyum.

goodreads kullanıyorsanız gerçekten "meet your next favorite book" sloganını yerine getirecek kadar başarılı önerileri oluyor. kullanmıyorsanız mutlaka kullanın derim, kesinlikle çok faydalı.
0
girdaptaki
(11.08.14)
(8)

aileniz onaylamadığı için sevgiliden ayrılır mısınız?

konskenkova
erkek kişisiyim. şu an durum bu. seviyor musun diye sorsanız hayatımın aşkı diyemem ama seviyorum. uzun yolu da hesaba katarsak siz olsanız ne yapardınız?
erkek kişisiyim. şu an durum bu. seviyor musun diye sorsanız hayatımın aşkı diyemem ama seviyorum. uzun yolu da hesaba katarsak siz olsanız ne yapardınız?
0
konskenkova
(08.08.14)
Hayatimin aski diyemiyosam ayrilirdim yani bu kadar basit. Hayatimin aski diyememek zaten su demek: bununla nasi olsa bi gun ayrilicaz ve baska birisiyle tanisicam ve o baska birisine muhtemelen asik olucam ve onu daha cok sevicem ve o benim hayatimin aski olacak.
0
mukrime
(08.08.14)
Ben onayladıktan sonra niye ayrılayım, kimsenin söz hakkı olamaz
0
mutlusismankedi2015
(08.08.14)
Ayrılırım, sevgili bir sürü kişi olabiliyor ama aile başka bulamazsın sırtlarını döndüklerinde.
0
lal u ask
(08.08.14)
hayır tabii ki.
0
sen git ben geliyorum
(08.08.14)
Ayrılırdım ama ailem onaylamıyor diye değil, "hayatımın aşkı" olmadığı için.
0
bilinmez bilinmez
(08.08.14)
tabii ki ayrılırdım. buna yakın bir durumum oldu da. şimdi o kadar mutluyum ki, zira ailenin -özellikle annenin- bildiği çok şey var bu dünyada. aile senin kötülüğünü istemez. o yüzden kesinlikle kulak as onlara. sonra ölç biç tart, bir karar ver. öyle 'önemli olan benim, kimseyi de karıştırmam!' diyenlere de pek kulak asma. bekara karı boşamak kolay demişler.

10 yıldır ailesinden uzak tek başına yaşayan bir adamım. buna rağmen aile diyorum.
0
mermize
(08.08.14)
Ailem son iliskimi pek inaylamazdi, hicbir zaman ayrul demediler ama inceden inceden ablam da annem de yanlis kisi oldugunu soylerdi. Kulak asmadim tabu, neticede de hakli ciktilar. Tecrube oldu, bundan sinra boyle bir sey olursa kesin ayrilirim demem ama daha dikkate alacagim kesin, ailemin yorumlarini.
0
kint
(09.08.14)
Hayır. Bunun da birkaç nedeni var. İlki ailem beni o kadar da iyi tanımıyor, neyi sevip neyi sevmediğimi, ne ile mutlu olabileceğimi çok bilmiyorlar. İkincisi, haklı bile olsalar, birlikte olduğum insan rezillerin en rezili olsa bile, terk edip de "Öyle olmasa ne olurdu, birlikte mutlu olabilir miydik" gibi endişelerle yaşayacağıma "Yok, onunla olmaz artık. Her şeyi denedim, bu kadarmış" demeyi tercih ederim; ne kadar sürerse sürsün ve sonuçları ne olursa olsun. Konu ile ilgili "İçimde patlayacağına, kıçımda patlasın" diye motto bile uydurdum. Üçüncüsünü abimden biliyorum, dünyanın en süper insanını bile yakıştıramıyorlar çocuklarına; çocukları da çok matah şeyler ya. Abimle birlikte hatunu savuna savuna yorulmuştum, aynı şeyin benim sevgilimin başına gelmesine izin vermem. O konuda ayağımı yere sert basarım.
0
aychovsky
(09.08.14)
(3)

Sobranie

ismoreto
Sobranie coctail ve black russian paketlerini bulabilecegim bir yer biliyor musunuz? Istanbulda ya da ankarada.
Sobranie coctail ve black russian paketlerini bulabilecegim bir yer biliyor musunuz? Istanbulda ya da ankarada.
0
ismoreto
(01.08.14)
Sobranie coctail Türkiye'de yok, ben çok aradım. Azerbaycan'dan getirtiyorum ben, tanesi 10 lira civarında.
0
bilinmez bilinmez
(01.08.14)
Azerbeycan'dan nasil getirtiyorsun acaba?
0
🌸ismoreto
(02.08.14)
Şirketin ofisi var orada, giden gelen oldukça onlara ısmarlıyorum.
0
bilinmez bilinmez
(08.08.14)
(4)

İşgalci Bitkilerle Savaş

jesterdvine
Ofisimizde 30m2 bahçe ön bahçe var ve fotodaki gibi yan bahçeden sarkan bitkiler. Zamanında bahçıvan desteğiyle biraz tıraşlasak da, bu ön bahçe ve fotoğraftaki bitkileri kontrol altına almak için ne önerirsiniz? Aşağıdaki caminin görevlisi tiner dedi ama bilemedim.not: burası Akmerkez tarafındaki k
Ofisimizde 30m2 bahçe ön bahçe var ve fotodaki gibi yan bahçeden sarkan bitkiler. Zamanında bahçıvan desteğiyle biraz tıraşlasak da, bu ön bahçe ve fotoğraftaki bitkileri kontrol altına almak için ne önerirsiniz? Aşağıdaki caminin görevlisi tiner dedi ama bilemedim.

not: burası Akmerkez tarafındaki kültürel dönüşümden x zaman sonra gideceği için bitki veya beton döktürtmek makul bir çözüm değil.
0
jesterdvine
(31.07.14)
Siz de bize işgalci annelerle savaşı öğretseniz keşke!
0
compadrito
(31.07.14)
Bence güzel görünüyorlar.
0
bilinmez bilinmez
(31.07.14)
@compardito: Gece bir duyuru yazarım konuyla ilgili. Diyebileceğim birsürü şey var konuyla ilgili.
@bilinmez: O sizde güzel görünenlerin estetik değerlerini geçen ay görecektiniz. Cangıla dönmüş 30m2 bahçe ve apartmanın ilgisizliğinden her türlü bitki türemiş bir kenar..
0
🌸jesterdvine
(31.07.14)
tuz ruhu sanirim etkiliyodu bitlileri emin degilim.
0
seljax
(31.07.14)
(5)

kızdan nasıl ayrılıcam?

konskenkova
uzun zamandır kız arkadaşımdan ayrılmayı düşünüyorum. şu an amerikada. neden derseniz olmayacak çok belli oldu. ailemden de baskı var ayrıl diye. çünkü biraz kapak atma havası var. daha ilişki başlayalı 5 ay oldu amerika dönüşü nişan evlilik muhabbeti yaparız demeye başladı. daha önce kısa bir şey y
uzun zamandır kız arkadaşımdan ayrılmayı düşünüyorum. şu an amerikada. neden derseniz olmayacak çok belli oldu. ailemden de baskı var ayrıl diye. çünkü biraz kapak atma havası var. daha ilişki başlayalı 5 ay oldu amerika dönüşü nişan evlilik muhabbeti yaparız demeye başladı. daha önce kısa bir şey yazmıştım boşluğunuz varsa buradan bakabilirsiniz. (git: eksiduyu.ru)

başta kısa bir giriş yaptım tartışmamız vesile olmuştu ama vicdanım el vermedi. ilk dediğimde bayılmış tansiyonu düşmüş burnu kanamış falan. gece tek başına yalnız yürüyormuş; attığı mesajlarda vicdanımı sızlatan şekilde. haftaya türkiye'ye dönücem telefonumu kapatıcam yalnız kalmak istiyorum 1 ay diyor. napıcak ne edicek 1 ay ailesinden habersiz gönlüm el vermiyor. başına bir şey gelecek diye korkuyorum. ilişki boyunca yeri geldi çıplak fotolarda atıyordu yeri geldi seviştikte. acaba bunlardan dolayı mı bırakmakta zorlanıyor? bunlar her ilişkide yaşanabilecek şeyler değil mi? şu an bunları düşününce ayrılık konusunda vicdanım sızlıyor. ama genel bakarsak yürümeyecek ilişki farklı şehirlerdeyiz zaten. yani nasıl ayrılıcam bilemiyorum.
0
konskenkova
(31.07.14)
Aman be hafız, yok burnu kanamış yok acile gitmiş. Ayak bunlar, var böyle hatunlar (ki ben de dişiyim, yakından tanıyorum.)

Ayrılmak istiyosan ayrılmak istiyorum diyeceksin olacak bitecek, isterse kendini köprüden atsın onun mallığı.
0
mutlusismankedi2015
(31.07.14)
vicdanlık bir durum yok, ayrılacaksınız, geriye dönüp bakmayacaksınız.
0
nereye bu gidis
(31.07.14)
Ayrilmamak icin yapmis onlari belli ben de taniyorum o tarz kizlardan.. Elbette ki her iliskide olabilir sevisme vs zorla yapmadiniz ya? Hic suclu hissetmeyin kendinizi bitirmek istiyorsaniz bitirin gitsin.
0
earthangell
(31.07.14)
ayrılacaksan söyle. yok düşmüş yok yan yatmış çamura batmış, bunlar hikaye. hiçbişi olmaz kadın kısmına.
0
siradisi00
(31.07.14)
Bitmişse bitmiştir, burun da kanasa bitmiştir, tansiyon da düşse bitmiştir. Güzeldi ama bitti diyeceksiniz açık ve net ama kesin bir dille, lafı dolandırmadan ve akabinde de kararlı olacaksınız. (Ayrıca size bir tüyo vereyim, bu ayıldım bayıldım, acile kaldırdılar, serum yedim vs. klasik ve tipik bir kız yalanıdır, yemeyin, aha bu kıyağı da kimse yapmaz size)
0
bilinmez bilinmez
(01.08.14)
(7)

Maaş hesabındaki para

winston
Bu parayı bankaya gidecek zamanım olmadığı için ben çekemiyorum. Kartım da henüz gelmedi. Kardeşimi yollayıp çektirmem için nasıl bir belge gerekiyor?
Bu parayı bankaya gidecek zamanım olmadığı için ben çekemiyorum. Kartım da henüz gelmedi. Kardeşimi yollayıp çektirmem için nasıl bir belge gerekiyor?
0
winston
(09.05.14)
Akıl dengesi yerinde değildir diye kendine rapor al. O zaman birinci derece yakınların paranı çekebilirler. Ama psikiyatri hastanesinde yatıyor olman lazım.
0
vfgerty
(09.05.14)
internet bankacılığına şubeye gitmeden başvurabiliyorsan ve kullanıcı adı şifre alabiliyorsan o şekilde de halledebilirsin.. kardeşine eft-havale yaparsın o da gider çeker..
0
trueno
(09.05.14)
AVM lerdeki bankalar açık oluyor akşam ve cumartesi günleri, aklınızda bulunsun.
0
innerbliss
(09.05.14)
internet bankacılığı şifresi alırsanız, çoğu bankada, atm'ye havale seçeneği var. kardeişinizin cebine giden bi referans no ile, bankanızın istediğiniz atm'inden çekebiliyor.
0
nereye bu gidis
(09.05.14)
Kartsız işlemle çeker kardeşiniz. Bütün bankaların bu uygulaması var bildiğim kadarıyla. Bir tek şifre almanıza bakar ceple. O şifreyle gidip her atm'den çekebilir.
0
bilinmez bilinmez
(09.05.14)
internet bankacılığını açtırsan bile para transferi için bankaya uğrayıp imza atmanı isteyeceklerdir.

bilinmez bilinmez 'e katılmakla beraber akıllı telefon kullanıyorsanız karekod okuyarak para çekebiliyorsunuz tabi banka uygulamasını kurmanız lazım telefona onun için şahsi başvuru isterler mi bilemiyorum
0
rapon
(09.05.14)
bir de şirketinizin çalıştığı anlaşmalı banka şubesine devamlı şöför gidip geliyordur. bir sorun, giderken sizi de götürür öğlen arasında falan.
ben öyle yapmıştım.
0
innerbliss
(09.05.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.